Fakirliği severdi

Fakirliği severdi



Sevgili Peygamberimiz fakirliği severdi. Doyuncaya kadar yediği görülmedi.

Bâzan ekmeğine sirkeyi katık edip yer; bâzan da katıksız yerdi.

Evinde iki üç ay hiç yemek pişmediği olurdu. Vefât ettiğinde zırhı, bir Yahûdî’de çıkmıştı.

Araştırdılar…

Anladılar ki;

Mübârek zırhını “az arpa” karşılığında rehin vermişti o Yahûdî’ye.

● ● ●

Efendimiz çok da merhametliydi.

Kendisini öldürmek isteyenleri bile affeder; hattâ “hayır duâ” ederdi onlar için…

● ● ●

Nitekim Hazret-i Ömer bir gün “Anam babam yoluna fedâ olsun yâ Resûlallah! Ne kadar merhametlisin ki; peygamberliğini inkâr ettiler, seni Mekke’den çıkardılar, üzerine saldırıp dişini kırdılar da yine onlara bir bedduâda bulunmadın; hattâ hayır duâ ettin” dedi.

● ● ●

Yine bir harpten dönülmüştü. Efendimiz aleyhisselâm ganîmet mallarını dağıtıyordu.

O esnâda biri geldi.

Bu, câhil “bir köylü” idi.

Efendimize yaklaştı hem de lâubâlî bir tavırla “Ganîmet taksîminde adâletli ol!” dedi.

Efendimiz onun bu sözünü işitti.

Fevkalâde üzüldü!

Ama yine de kızmadı…

Hoş gördü onu.

Ve yumuşaklıkla cevap verip “Ben âdil olmazsam kim âdil olur? Ben; peygamber olarak adâlet yapmakla mükellefim, aksi takdîrde dünyâ ve âhiretim yıkılır” buyurdu.

Comments are closed.