Fakirliğin sebebiyle gitmiyorum

Nikâhlanmak, evlenmek demektir. Dinimiz, evlenmeyi, evliliği teşvik ve tavsiye etmiştir. Peygamber efendimiz;
(Nikâhlanın, çoğalın! Kıyâmet günü, ümmetlere karşı sizinle övüneceğim) ve;
(Nikâh yapmak, benim sünnetimdir. Sünnetimi terk eden benden değildir) buyurmuşlardır.
Âyet-i kerîmeler ve hadîs-i şerîfler, dinimizin emrettiği şekilde yapılan nikâhın, evlenmenin, ibâdet olduğunu bildirmektedir.
Bir erkeğin evlenme vaktinin gelmesi için, önce İslâmiyeti öğrenmesi, nefsini, İslâmiyete uyar hâle getirmesi, gönül sâhibi olması, rüşdü, aklı olgunlaşması lâzımdır. Ondan sonra, sünneti yerine getirmek niyyeti ile evlenmelidir. Edebi, hayâsı, ahlâkı olan, dînini, îmânını, İslâmın şartlarını öğrenmiş, İslâmiyete uyan bir kızla evlenmelidir. İffet sâhibi, dînini kayıran bir kız aramalıdır. Malı çok, güzelliği çok olanı aramamalıdır. Mal için, güzellik için, iffeti ve salâhı elden kaçırmamalıdır. Hadîs-i şerîfte;
(Kadın, ya malı için veya güzelliği için, yahut dîni için alınır. Siz dîni olanı alınız! Malı için alan, malına kavuşamaz. Yalnız cemâl için alan, cemâlinden mahrûm kalır) buyurulmuştur…
Şâh Şücâ Kirmânî hazretlerinin bir kızı vardı. Kirman vâlileri ona tâlip olur. Şâh Şücâ hazretleri onlardan üç gün mühlet ister. Bu üç gün içinde, câmileri, mescitleri dolaşır. Bu câmilerden birinde güzel namaz kılan bir genç görür. Genci, namazını bitirinceye kadar seyreder. Sonra yanına gidip;
-Ey genç, evli misin? diye sorar. Genç;
-Hayır deyince, ona;
-Kur’ân-ı kerîm okuyan, takvâ sâhibi ve güzel bir kızla evlenmek ister misin? der. Genç;
-Bana kim kız verir ki, dünyâda üç dirhemden başka hiçbir şeyim yok der.
-Ben veririm, bu üç gümüşün biri ile ekmek, biri ile katık, biri ile güzel koku satın al der…
Şâh Şücâ hazretleri kızını o genç ile evlendirir. Kızı, o fakir gencin evine geldiğinde, bir kuru ekmek parçası görür ve;
-Bu nedir? diye sorar, genç;
-Senin nasibindir. Yarın sabah yemek için ayırmıştım der. Şâh Şücâ hazretlerinin kızı, babasının evine doğru gitmeye başlayınca, genç;
-Vah bana ki, Şâh Şücâ hazretleri gibi bir zâtın kızının, benim yanımda durmayacağını bilmeliydim der. Kız bunu işitince;
-Ben senin fakirliğin sebebiyle gitmiyorum, îmânının zayıflığı için gidiyorum. Sen akşamdan, sabahın ekmeğini hazırlıyorsun. Ben ise babama şaşıyorum, bunca senedir yanındayım, bana seni harâmlardan kaçan, dünyâyı hiç düşünmeyen birine vereceğim, derdi. Bugün öyle birine verdi ki, Rabbine îtimât etmiyor, tevekkül sâhibi değil. Bu evde ya ben kalırım, ya bu ekmek. Sen karar ver, der.
Genç, ekmeği bir fakire verir ve kızcağız geri döner, onunla mesûd olarak yaşar…
Netice olarak, evlenmek isteyen bir erkeğin, nikâhın ehemmiyetini, nasıl yapılacağını, alacağı kızı seçerken nelere dikkat etmesi lâzım olduğunu, hanımına, çocuklarına ve akrabâsına karşı vazîfelerini, önceden öğrenmesi lâzımdır. Aynı şekilde, evlenecek kızın da, İslâmiyeti öğrenmesi, evleneceği erkeği seçerken nelere dikkat etmesi gerektiğini, kocasına, çocuklarına karşı vazifelerini önceden öğrenmesi lâzımdır.

Comments are closed.