Farzlar, nafilelerden kıymetlidir

Farzlar, nafilelerden kıymetlidir



“Allahü teâlânın rızasına, sevgisine kavuşturacak işler, farzlar ve nafileler olmak üzere ikiye ayrılır.”

 

Sual: Namazları vaktinde kılmayıp, kaza etmeyi de düşünmeyip nafile namazla meşgul olmak, insanı borçtan kurtarır mı?

Cevap: Bu konuda İmâm-ı Rabbânî hazretleri, Mektûbât kitabında buyuruyor ki:

“İnsanı Allahü teâlânın rızasına, sevgisine kavuşturacak işler, farzlar ve nafileler olmak üzere ikiye ayrılır. Farzların yanında nafilelerin hiç kıymeti yoktur. Bir farzı vaktinde yapmak, vakti geçmiş ise, hemen kaza etmek, bin sene nafile ibadet yapmaktan daha çok faydalıdır. Hangi nafile olursa olsun, ister namaz, ister oruç, ister zikir olsun ve ne kadar halis niyet edilirse edilsin hep böyledir. Hatta, farzları yaparken, bu farzın sünnetlerinden bir sünneti, bir edebi gözetmek de, böyle çok faydalıdır.

Hazret-i Ömer sabah namazını cemaatle kıldıktan sonra, cemaate baktı, eshâbından birini bulamadı. “Filan kimse cemaatte yoktur” buyurdu. Orada bulunanlar, “o kimse gecenin çok saatlerinde uyumaz. Belki şimdi uykuya dalmıştır” dediler. Halife; “Eğer bütün gece uyuyup da sabah namazını cemaat ile kılsaydı daha iyi olurdu” buyurdu. Bundan anlaşılıyor ki; bir edebi gözetmek, bir mekruhtan sakınmak, zikirden, fikirden, daha faydalıdır. Bu nafile işler, farzları gözetmek ve haramlardan, mekruhlardan sakınmakla birlikte yapılırsa, elbette daha güzel olur. Fakat böyle olmazsa, pek zararlı olur. Mesela zekat olarak bir dank yani bir dirhemin dörtte birini ki, bir gram gümüş demektir bir Müslüman fakire vermek, nafile olarak dağlar kadar altın sadaka vermekten kat kat daha iyidir ve daha çok sevaptır. Bu bir dank zekâtı verirken, bir edebi gözetmek de, nafile iyiliklerden kat kat daha faydalıdır.

Bundan anlaşılıyor ki, yatsı namazını gece yarısından sonra kılmak ve böylece gece namazı sevabını da kazanmayı düşünmek, çok yanlıştır. Çünkü, Hanefi mezhebinde, yatsı namazını gece yarısından sonra kılmak mekruhtur. Şafii mezhebinde gece yarısından sonra yatsıyı kılmak caiz değildir. Böyle düşünen bir kimsenin, yalnız vitir namazını gece yarısından sonraya bırakması yetişir. Vitir namazını gece yarısından sonra kılmak müstehabtır. Böylece, hem vitir namazı müstehab olan vaktinde kılınmış olur, hem de gece namazı kılmak ve seher vaktinde uyanık bulunmak nimetlerine kavuşulmuş olur.”