Faslı Âlim Yahyâ Acîsî

Yahyâ Acîsî hazretleri Mâlikî mezhebi fıkıh âlimidir. 777 (m. 1375)’de Fas’ta Acîse denilen yerde doğdu. 862 (m. 1457) senesinde Kâhire’de vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Allahü teâlâ, insanları olgunlaştırmak ve kalblerindeki hastalıklarını tedâvî etmek için, ezelde merhamet ederek, Peygamberler göndermeyi dilemiştir. Peygamberlerin, bu vazîfelerini yapabilmeleri için, itaat etmeyenleri korkutmaları, itaat edenlere müjde bildirmeleri lâzımdır. Âhirette, birinciler için azap, ikinciler için sevap bulunduğunu haber vermeleri lâzımdır. İnsanları kötülük yapmaktan korumak, dünyada ve âhirette rahat ve huzur içinde yaşamalarını sağlamak için, Peygamberlerin gönderilmesi lâzımdır. Kelâm ilminin âlimlerine göre, Allahü teâlânın, (Seni şu yerlerdeki insanlara veya bütün insanlara gönderdim), yâhut, (Benden kullarıma bildir!) veya bunlar gibi dediği kimseye (Nebî), yâni (Peygamber) denir. Peygamber olmak için, insanda riyâzet ve mücâhede gibi, bazı şartların bulunması veya buna elverişli olarak doğmuş olmak lâzım değildir. Allahü teâlâ, dilediğini seçerek, bunu ihsân eder. O, her şeyi bilir ve en iyisini yapar. İrâde ettiğini yapar. Her şeyi yapmaya kâdirdir.
Kelâm âlimlerine göre, Peygamberin (Mucize) göstermesi de şart değildir. Başkalarının, Onun Peygamber olduğunu anlamaları için, mucize göstermesi şarttır dediler. Yoksa, Peygamber olması için şart değildir. Eski Yunan felsefecilerine göre, Peygamber olmak için, üç şart lâzımdır: Gaybdan haber vermek. Yâni geçmişte olmuş ve gelecekte olacak şeylerden kendisine sorulanları bildirmek. Hârika işler, yâni aklın, fennin yapamayacağı şeyleri yapmak. Üçüncüsü, meleği cisim ve şekillenmiş olarak görmek ve Allahü teâlânın (Vahy) ettiği sözü melekten işitmek şarttır, dediler. [Felsefecilerin, Peygamberlere melek görünmesi ve Allahın (Vahy) etdiği sözleri onlara bildirmesi şarttır, demeleri, kendi felsefelerine uygun değildir. Îmân sâhiplerini aldatmak için böyle söylüyorlar.]
Dağda, çölde yaşayıp da, Peygamberleri işitmemiş olana (Şâhik-ul-cebel) denir. Bunların Peygamberliğe ve Peygamberlerin gönderilmiş olmasına inanmaları mümkün değildir. Bunlara Peygamber gelmemiş gibidir. Bunlar Mâzur görüldü. Peygambere inanmaları emrolunmadı. Bunlar için Kur’an-ı kerimde, İsrâ sûresinin onbeşinci âyetinde, (Peygamber göndermeden önce, azâb yapmayız!) buyuruldu.

Comments are closed.