Ferman dinlemeyen Sadrazam!..

Sultan
İkinci Ahmed Han, Osmanlı Padişahlarının yirmi birincisi ve İslam
halifelerinin seksen altıncısıdır. Sultan İbrahim Han’ın oğludur.
1691’de ağabeyi İkinci Süleyman Han’ın vefatı üzerine Osmanlı tahtına
geçti. Çok merhametli olan ll. Ahmed Han, zaman zaman kıyafetini
değiştirerek halk arasında dolaşır, insanların dertlerini sabırla
dinler, çare bulunması için gerekli yerlere emirler verirdi. İslamiyet’e
hizmet hususunda derin bir mesuliyet hissi içinde hareket ederdi. Tahta
çıktığı zaman; “Ben saltanata talip değildim. Allahü teala fazl-ı
kereminden bu aciz kuluna nasip eyledi. Bu nimetin şükrünü eda edemem”
demiştir…
Bir gün, Sultan Ahmed Han’la Sadrazam Ali Paşa
arasında bir defterdarın azli hususu müzakere edilmektedir. Padişahla
Sadrazam arasında geçen konuşma ibret vericidir…
Ahmed Han: “Ben üç
defa bu Defterdarı azlettim. Yerine namazını kılan, doğru istikamet
sahibi birini nasb edesin diye hatt-ı şerif gönderdim. Yine fermanımı
tutmadın!”
Sadrazam: “Hangi cürüm ile itham olundu ki, azli icab etsin?”
Ahmed Han: “Bütün memleketime ettiği zulümlerden, Edirne şehri şikâyetçilerle doldu!”
Sadrazam:
“Hayır Padişahım, aslı yoktur. Hünkârıma yalan bilgi vermişler.
Defterdar, bir hizmetkârdır. Kendiliğin­den bir işe kadir değildir. Ne
iş yaparsa benim emrimle yapmaktadır…”
Ali Paşa, bu
sözlerden sonra mühr-ü hümayunu Padişahın hemen yanına bırakır. Bu
davranış Sultanı iyice gazaba ge­tirir ve o çok merhametli, müşfik
Sultan birden gürler: “Behey adam! Ben öteyegün fukarayı araba
yanına getirtip de kendim sordum, üzerlerine salınan bid’atleri birer
birer söylediler. Ben defterdarı zâlim bellerdim, fakat anlaşıldı ki
esas zâlim senmişsin. Emrimi tutmayan kimse bana vekil olamaz. Şimdi
ahali ‘adamı vezi­riazam yaptı şimdi de öldürttü’ derler, yoksa şimdi
senin hakkından gelirdim! Var şimdi dışarıda eğlen. Veziriazam
geldiğinde, mansıb veya tekaüd ile muradına müsaade olunur…”
Osmanlı Sultanları, mesele devletin âli menfaati ve insana hizmet olduğunda hiç taviz vermezlerdi…
Sakız
adasının elden çıkmasının acısı ile üzüntüden hastalanan Sultan ll.
Ahmed Han, 6 Şubat 1695 tarihinde fetih haberini alamadan vefat etti.
Kanunî Sultan Süleyman Han’ın türbesine defnedildi.

Comments are closed.