Feyz almanın üç şartı

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Eshab-ı kiram Peygamber efendimizden üç sebeple feyz aldılar. Bir talebe de bu üç şarta ne kadar yapışırsa, hocasından o kadar feyz alır:
Birinci şart: O kişinin ihlâs ve kabiliyetidir. Bunun derecesi de dine uymaya bağlıdır. Kişi ne kadar farzları yapıyor, haramlardan sakınıyorsa, ne kadar sünnetlere uyuyor, mekruhlardan kaçınıyorsa, onun ihlâsı ve kabiliyeti o kadar çok yüksektir. İhlâs ve kabiliyet tamam olunca yani dine uyunca, feyz gelir, fakat feyzin içeri girmesi için iki şart daha lazımdır.

İkinci şart: Bağlı bulunduğu zatın büyüklüğüne, onun Resulullah’ın vârisi olduğuna tam inanmak, tam güvenmektir. Böyle olunca, tam sevgi hâsıl olur. Yani feyz ve sevgi için mutlak güven şarttır. Güvenince itaati artar. Ne kadar itaat ediyorsa, o kadar seviyor demektir. Bu ne kadar eksikse, gelen feyz çok olduğu hâlde, aldığı feyz az olur. Hep dünya işleriyle [haramlarla, mekruhlarla, boş ve faydasız işlerle] meşgul olmak, dünya sevgisinin kalbden çıkmaması, aldığı feyzin az olduğunu gösterir. Çünkü bu büyüklerden gelen feyz, dünya sevgisini kökünden siler süpürür.

Üçüncü şart: Sohbettir, yani görüşmektir. Çünkü feyz olması için rabıta yani irtibat lazımdır. Rabıtanın en güzeli de görüşmektir, konuşmaktır. Mesela, Selman-ı Farisi hazretlerinin ihlâsı ve muhabbeti tamamdı, ama Peygamber efendimizin vefatından sonra sohbet kalktığı için kemale gelmesi, Resulullah efendimizin, (Kalbimde ne varsa kardeşim Ebu Bekr’in kalbine akıttım) buyurduğu mutlak vâriste, yani Ebu Bekr-i Sıddık hazretlerinde oldu. Çünkü sohbetin, görüşmenin devamı şarttır. Peygamber efendimiz vefat edince, Eshab-ı kiram dediler ki:
(Henüz defin işi bitmeden, kalblerimizde değişiklik duyduk. O zaman Resulullah’ı kaybettiğimizi anladık, dünyada başka şeylerin de olduğunu gördük. Hâlbuki onları hiç görmezdik.)

İşte sohbetin kıymeti böyledir. Resulullah’tan gelen nimetler Silsile-i aliyye büyüklerinden gelir. Bu büyükleri inkâr eden, bu nimetlere kavuşamaz.

Kitabını okumak da sohbetinde bulunmak gibi feyz verir. Bunun için merhum hocamız, (Bizi arayan, kitaplarımızın satırları arasında bulur) buyurmuştur. Hocamızla mânevî irtibat kurmak isteyen, kitaplarından birini her gün okumaya çalışmalıdır.