Fıkıh Âlimi İmâm-ı Âcürrî

İmâm-ı Âcürrî hazretleri Hadîs ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimidir. 360 (m. 970)’de Mekke-i mükerremede vefât etti. Âcürrî “Ahlâk-ül-ulemâ” kitabında diyor ki:
Allahü teâlâ imân etmiş kullarının arasından bazılarına ilim ve hikmet verdi. Bunlara din âlimleri denir. Onları ilim ile, yumuşak huylulukla süsledi. İslâm âlimleri, helâli-haramı insanlara öğretirler, doğru yolu gösterirler, bozuk yollardan sakındırırlar. Fayda ve zararı, güzel ve çirkini birbirinden ayırırlar. Âlimler kıymeti çok yüksek zâtlardır. Onlar “Vereset-ül-enbiyâ” Peygamberlerin vârisleridir. Denizdeki balıklar onlar için istiğfar ederler. Melekler onlara kanatlarını gererler. Âlimler, kıyâmet gününde Peygamberlerden sonra şefaat edeceklerdir. Onların bulunduğu yerde, rahatlık ve huzûr vardır. Onların sözleri, işleri, ehl-i gafleti hidâyete kavuşturur. Kulların en şereflisi bunlardır. Dereceleri yüksektir. Onların hayatta olmaları, insanlar ve her şey için hazinedir. Vefâtları da musîbettir, büyük kayıptır. Bir âlimin ölümü âlemin yok olmasıdır denmiştir. Âlimler, güzel ahlâk sahibi, edeb sahibidirler. Onların sözleri kalblere devadır. Bütün mahlûkât onların ilmine muhtaçtır. Onların sözlerine ve işlerine uymak, insana dünyâ ve âhıret saadetini kazandırır. Onlara uymak vâciptir. Onlara karşı edepsizlik, felâkettir. Onları seven huzûra kavuşur. Onlara karşı gelen, hak yoldan uzaklaşır.
İslâm âlimleri ışıktır. İnsanlara yol gösterir, cihanı aydınlatırlar. Gökyüzünde yıldızların durumu nasılsa, yeryüzünde onlar da öyledir. Küfür ve şirk karanlıklarında yüzen insanlara, hidâyet rehberleridirler. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde meâlen “Ey îmân edenler, (Peygamber tarafından) size meclislerde “Yer açın” denildiği zaman hemen yer açın ki Allah da size genişlik versin. “Kalkın” denilince de kalkıverin ki, Allah îmân edenlerinizi yükseltsin. Kendilerine ilim verilenler için ise, (Cennette) dereceler vardır. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.” (Mücâdele-11) buyurarak, âlimlere üstün dereceler hazırladığını bildirdi. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde âlimler için, meâlen şöyle buyurmaktadır:
“Allahtan, kulları içinde, ancak (Kudret ve azametini bilen) âlimler korkar. Şüphe yok ki, Allah azîzdir (Her şeye galiptir) gafûrdur (çok bağışlayıcıdır). (Fâtır-28)
“Allah dilediğine faydalı bilgi (hikmet) ihsân eder. Kime ki hikmet verilmişse, muhakkak ona çok hayır verilmiştir. Bu âyet ve öğütleri, ancak olgun akıl sahipleri düşünürler.” (Bekâra-269)