FIKIH ÂLİMİ Koçhisârlı Ali Efendi

Ali Efendi, Sultan İkinci Murâd Hân zamanında yetişen fıkıh âlimlerinin büyüklerindendir. 750 (m. 1349)’de Şereflikoçhisâr’da doğdu. 841 (m. 1437)’de Kâhire’de vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Dâima istiğfar etmelidir. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: “Her hastalığın ilâcı vardır. Günah hastalıklarının ilâcı ancak istiğfardır. İstiğfar etmeye devam edenleri, Allahü teâlâ dünyâ belâlarından, gam, üzüntü ve elemlerden kurtarır. Ummadığı yerlerden rızkını verir ve dâima istiğfar edenler, elbette kurtulur. Malında bereket olur. Evlâdı çok, rızkı geniş olur. “Elhamdü lillâhi ale’t-tevfîk” sözünü dilinden eksik etmemelidir. Yani bütün hamd ve senalar Allahü teâlâya mahsûstur. “Vestagfirullah min külli taksir” sözüne de devam etmelidir. Rabbena âtinâ….yı ve buna benzer duâları çok okumalıdır…
Bâyezîd-i Bistâmî bir gün, ağladığı yüzünden belli olacak şekilde evinden dışarı çıkmıştı. Onun bu hâlini görenler; “Niçin ağladın?” diye sordular. Bâyezîd-i Bistâmî şöyle anlattı: Söyle bir rivâyet duydum: “Bir kul kıyâmet gününde hak sahibi ile beraber hesap yerine getirilir. Hak sahibi; ‘Yâ Rabbî! Ben dünyâda iken kasap idim. Bu şahıs bana geldi. Satın alacağım diye eti elimden aldı. Hattâ ette parmaklarının izi bile kaldı. Fakat sonradan vazgeçti. O eti satın almadı. Bugün ise ben, onun elinin izi kadar sevâba muhtacım. Onu istiyorum’ dedi. Bunun üzerine, o etteki parmak izi kadar o şahsın sevâbından alınıp kasaba verildi. Kasabın sevâbı bununla ağır geldi. Cennete gönderildi. Sevâbından çok az miktar alınan şahsın sevâbı azalıp, günahları ağır geldi. Cehenneme gönderildi…”
Bâyezîd-i Bistâmî hazretleri bunları anlattıktan sonra “Ben o çetin hesap gününde hâlimin ne olacağını bilmiyorum. Acaba hâlim o gün nasıl olur diye ağladım” buyurdu.
Bir zât, nefsini muhâsebeye çekmek üzere, ömrünü hesapladı. Altmış sene yaşamıştı. Sonra gün olarak hesapladı. Yirmibirbin gün buldu. Bunun üzerine; “Eyvah! Her gün bir günah işlemiş isem, bu kadar günahla Allahü teâlânın huzûruna nasıl varabilirim” deyip bayıldı. Bir müddet sonra kendisine geldiğinde, önceki sözünü söyleyip, tekrar kendisinden geçti. Sonra hareket ettirdiklerinde vefât ettiğini gördüler.” Bu zât, her günkü bir günâhı için böyle yaparsa, günde birçok günah işleyen kimselerin ne yapması lâzım gelir?

Comments are closed.