Gâipten gelen sofra!..

Gâipten gelen sofra!..



Büyük velî Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretleri, bir gün bâzı talebeleriyle yolculuğa çıktılar.

Bir miktar gittiler.

Yorulup acıktılar.

Ama çok yolları vardı daha.

Yanlarında yiyecek de yoktu.

Ayrıca etrâfta bir ev de yoktu misâfir olmak için.

Hiç tâkatleri kalmadı.

Güçlükle yürüyorlardı.

Bu iş nereye varacaktı?

Talebeler;

“Acaba hocamız bu hususta ne düşünüyor?” diye, merak etmeye başlamışlardı.

Büyük velî sezdi bunu.

Anladı düşüncelerini.

Ve el kaldırıp;

“Yâ Rabbî! Bize sonsuz hazînenden yiyecek gönder!” diye duâ etti.

Yalvardı Rabbine.

Duâsı kabul oldu.

Şöyle ki;

Bir “sofra” geldi önlerine.

Üstünde yemekler vardı.

Çeşit çeşit, taze ve nefis.

Âfiyetle yediler…

Yollarına devam ettiler.

Ancak az sonra yine acıktılar.

Büyük velî duâ etti…

Bir sofra daha geldi.

Yiyip doydular.

Velhâsıl yolculuk boyunca ne zaman acıksalar, önlerine gâipten bir mükellef “sofra” gelirdi.

Yiyip devam ederlerdi yollarına.

Bunları yaratan Allahü teâlâdır ki böyle hârikulâde işlere “kerâmet” denir.

O, her şeye kâdirdir…