Gazaplarını yenen kimselere övgü…

Gazaplarını yenen kimselere övgü…



Allahü teâlâ “gazaplarını yenen” kimseleri övüyor. Gazap etmeyenleri methetmiyor, övmüyor.

 

Abdülazîz bin Ebî Fâris hazretleri Şafiî mezhebi âlimlerinden ve evliyânın büyüklerindendir. 607 (m. 1210)’da Mısır’da İskenderiyye’de doğdu. 703 (m. 1304)’de Hicaz’da Sa’îd beldesinde vefât etti. Bir sohbetinde buyurdu ki:

İslamiyete uymayan bozuk düşünenlerden bir kısmı, açlık çekerek riyâzet yapıyorlar. Böylece İslâmiyetin beğenmediği şehvet, gazap ve eğlence isteklerini kökünden yok etmek istiyorlar, İslâmiyet, bunların yok edilmesini emrediyor sanıyorlar. Uzun zaman açlık sıkıntısı çekerek, bu kötü isteklerinin yok olmadıklarını görüyor, İslâmiyet, yapılamayacak şeyi emretmiştir, zannediyorlar. “İslâmiyetin bu emri yapılamaz, insan, yaradılışında bulunan huylardan kurtulamaz. Bunlardan kurtulmak için çalışmak siyah kimseyi beyaz yapmaya uğraşmak gibidir. Olmayacak şeyi yapmaya çalışmak, ömrü boşuna harcamak olur” diyorlar. Bunlar, yanlış düşünüyor ve yanlış iş yapıyorlar. Hele, İslâmiyet böyle emretmiştir demeleri, tam bir cahillik ve ahmaklıktır. Çünkü İslâmiyet, gazabın, şehvetin, insanlık sıfatlarının yok edilmesini emretmiyor. Böyle söylemek, İslâmiyete iftira etmek olur. İslâmiyet, böyle emretmiş olsaydı, dinin sahibi olan Muhammed aleyhisselâmda bu sıfatlar bulunmazdı. Hâlbuki; “Ben insanım. Herkes gibi, ben de kızarım” buyururdu. Ara sıra kızdığı görülürdü. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde “Gazaplarını yenen” kimseleri medh etmektedir. Gazap etmeyenleri medh etmemektedir. Bozuk düşünen kimsenin, insan, şehvetini yok etmelidir demesi pek yanlıştır. Bir kimsenin şehveti giderse, ilaç yaparak şehvete kavuşması lâzımdır. Gazap da böyledir. İnsan, zevcesini ve çocuklarını gazap sıfatı ile korur, İslâm düşmanlarına karşı, bu sıfat yardımı ile cihâd eder. Çoluk-çocuk sahibi olup, öldükten sonra şân ve şerefle anılmak, şehvet sayesinde olmaktadır. Bunlar, İslâmiyetin beğendiği, övdüğü şeylerdir.

İslâmiyet, şehvetin ve gazabın yok edilmesini değil, her ikisine hâkim olup, dine uygun kullanılmalarını emretmektedir. Süvarinin atını ve avcının köpeğini yok etmeleri değil, bunları terbiye ederek, kendilerinden faydalanmaları lâzım olduğu gibidir. Yanî, şehvet ve gazap, avcının köpeği ve süvarinin atı gibidirler. Bu ikisi olmadıkça, âhiret nimetleri avlanamaz. Fakat, bunlardan faydalanabilmek için, terbiye ederek, dine uygun kullanılmaları lâzımdır.