Gerçeği otuz yıl sonra öğrendim

Okuma yolum kapanmış, hâkim olma hayalim suya düşmüştü. Gizlice ağladığım günlerden bir gündü. Koyunlara gitmiştim. Akşam eve döndüğümde garip anam verdi müjdeyi:

-İmam Hatip Okulu’nun kazanmışsın oğlum.
Sevinçle şaşkınlık arası dondum kaldım. Anam boynuma sarılmıştı. Pek gülmeyen babam bile gülüyordu. Çavuşköy İlkokul Müdürü “Postada gecikme olmuş. Kayıt bitimine az kalmış, acele edin” diyerek vermiş sınav sonuç kâğıdını.
Tekrar kendimi hâkim cübbesi ve subay elbisesi içinde hayal etmeye başladım. Evde bir sevinç ki sormayın. Heyecandan hangi İmam Hatip okulunu kazandığıma bile bakamamıştık. Nerede olduğunu sormak kayıt için yola çıkacağımız zaman aklımıza geldi inanın.
Heyecanla sonuç kâğıdına baktık. Adapazarı İmam Hatip Okulu yazıyordu. Haritada gördüm yerini ve harita üzerinde sevdim.
Biz “şansımız varmış, az kalsın postada kayboluyormuş” diye şükrederken gerçeği yıllar sonra öğrenecektim…
Edirne’de yapılan mülakatı da kazandık. Bir telaş başladı ki sormayın. Kayıt için çok az bir zaman kalmıştı. Yatılı öğrenciye ne lazım evde kimse bilmiyor. Ayaklarımda lastik ayakkabı, bacaklarımda fitilli pantolonla anneme, kardeşlerime veda ettim.
Edirne Keşan’a geldik. Bir eskiciye uğradık. Bana uygun, ayakkabı, pantolon, kravat bulmaya uğraştık, neticede bulduk. O yıllar yeni elbise nerde? Bir tek gömleğim yeniydi. Haydi, ver elini bakalım Adapazarı…
Seneler sonra öğrendim posta gerçeğini… Meğer postada gecikme falan yokmuş. Okul Müdürü benim bu okula değil de Kepirtepe Öğretmen Okuluna yazılmamı arzuluyormuş. Babamı da ikna edebileceğini düşünmüş ama ne kadar anlatsa da ikna olmayacağını anlayınca yine vicdansızlık yapmayıp sınav sonuç kâğıdını babama “postada gecikme olmuş” diyerek vermiş.
Bu gerçeği otuz sene sonra öğrendim. Müdür Beyin çok iyi görüştüğü Mehmet Ali isimli bir köylümüz vardı. Ona anlatmış, “böyle böyle yaptım” diye.
“Baktım ki babası Kepirtepe’ye vermemekte kararlı, İmam Hatibi kazandığı evrakları vermezlik edemedim. Çocuğun istikbaliyle oynamaya gönlüm razı gelmedi. O okumayı çok seviyor. Nerede okursa okusun mutlaka insanlara faydalı olacaktır. Ben onun öğretmen olmasını isterdim ama ne yapalım mümkün olmadı. İmam Hatip Okulunu bitirip de üniversiteye gidenler çok. Bakarsın o da Hukuk Fakültesini kazanır, hâkim olur.” demiş.
Çavuşköy İlkokul Müdürü’nün dediği gibi Hukuk Fakültesi’ni bitirdim ve hâkimlik sınavını kazandım. Şimdi yıllar sonra geri dönüp baktığımda o müdür beye yine de insaflı biriymiş diyerek kızamıyorum. Çünkü vermese kazandığımızdan haberimiz olmazdı.
Halil Hocaoğlu – İstanbul