Gereken cevabı veririm…

Gereken cevabı veririm…



“Doktor Bey beni odasına çağırdığına göre acaba hangi konuyu konuşacaktı; namazı mı?!.”

 

Namaz vakti iyice yaklaşmış, hizmetli gibi beni de sıkıntı basmıştı. Acaba yeni gelen doktor camiye gitmek için, söylesek izin verir miydi? Yoksa hiç söylemeden gitse miydik?

Ben izin versin vermesin gidip namazımı kılacaktım ama yine de bir tatsızlık olsun istemiyordum…

Aradan on dakika geçmiş ve namaz vakti gelmişti. Ben şöyle doktorun odasına göz attım. Dalmış bir kitap okuyordu. Acil herhangi bir hasta falan yoktu. Zaten olsa da ebe ve hemşire arkadaşlar vardı. Ezan bitmeden, hizmetli arkadaşa “hadi” gibisinden başımı salladım ve camiye doğru yürüdüm. Benden cesaretle arkamdan yürüdü…

Namazı kılıp geldik. Doktor bey bize bir şey söylemedi ama odasının kapısı camiye baktığı için bizim camiye gittiğimizi ve namaz kıldığımızı görmüştü.

Biz hiçbir şey olmamış gibi işimize devam ettik. O gün öyle geçmişti ama bakalım ertesi gün ne olacaktı.

Doktor Bey fazla konuşmayı sevmiyordu. Gerek hastalar gerekse biz ancak bir şey sorduğumuz zaman cevap verirdi. Sabah zoraki “günaydın” akşam zoraki “iyi günler” derdi o kadar.

Bu sebeple duygu ve düşüncelerini tam olarak çözemiyordum. Bizimle oturmaz, konuşmaz, sohbet etmez, resmΠişler dışında hiçbir şey ne söyler ne de paylaşırdı.

O bize öyle soğuk durduğu müddetçe biz de ona resmî davranıyorduk…

Günler böyle geçerken bir gün hiç umulmadık bir şey oldu. Daha doğrusu olmasını beklediğimiz bir şey oldu. O gün hastalar biraz kalabalıktı, biz yine namaz vakti gelince hizmetliyle camiye gidip döndük.

Hastalar biraz azalmıştı. Biz olmadığımız zaman işin aksayacak bir tarafı olmamıştı. Zaten bir vakit namazı en fazla on dakikamızı alıyordu. Ben yine baktığımda doktorun biraz canının sıkkın ve moralinin bozuk olduğunu gördüm. Ama bize de yine pek bir şey belli etmemeye çalışıyordu.

Ben odasına doğru göz atınca bir ara bana:

-Şu hastalar bitsin de sizinle biraz konuşalım diye seslendi.

-Tabii doktor bey konuşalım, diye cevap verdim.

Ama içimden meraklanmıştım…

Neyse hastalar bitmiş ve mesai sonu da yaklaşmıştı. Hizmetli arkadaş seslenince doktorun odasına yöneldim. Hizmetli de telaşlı ve endişeliydi.

“Merak etme ve korkma! Ben gereken cevabı veririm” dedim… DEVAMI YARIN

Comments are closed.