Görümcem duyduklarına inanamıyordu!..

Görümcem duyduklarına inanamıyordu!..



“Misafir olduğumuz eve döndüğümüzde, o gün gezdiğimiz yerleri heyecanla görümceme anlatmaya koyulduk…”

 

Biz iki günlüğüne İstanbul’a gelecektik ama Rabbimin hikmeti, geçen gün, hem de yıllar sonra internet üzerinden birbirimizi bulduğumuz can dostum Fatma da İstanbul’daydı. Acaba bize rehberlik edebilir miydi? Öyle ya biz İstanbul’u hiç tanımıyorduk. Akrabalarımız da bizi gezdirecek konumda değillerdi. Telefonu tuşlarken kalbim heyecanla çarpıyordu: 

“Alo… Selamün aleyküm Fatma Kardeş!..”

“Ve aleykümselam ablacım, demek İstanbul’dasın?”

“Evet kıymetlim ama gezmek için fazla vaktimiz yok.. Bir yerleri de bilmiyoruz. Acaba diyecektim, bize yardımcı olabilir misin?” 

“Elbette ablacım, ne zaman nerede buluşmak istersen ben hazırım.”

Sesindeki heyecan memnuniyetini fark ettirmişti… Ertesi gün ne kadar erken çıkmaya gayret ettiysek de buluşmamız öğleni bulmuştu. Birkaç saate neleri sığdırabilirdik ki, Mehmet Emin Tokadî hazretlerini, bir de Kaşgari dergâhını ziyaret edebilseydik daha ne isterdik… Mehmet Emin Tokadî hazretlerinin kabri Fatih Zeyrek Yokuşu’ndaydı. Kaşgari Dergâhı ise Eyüp Sultan’da… Nur yüzlü çehresindeki sıcak gülümsemesiyle karşımızdaydı Fatma…

Yola koyulduk. Anlatmaya gücümün yetmeyeceği bir gün yaşamıştık. Fatma, imanının verdiği güçle, gençliğinin enerjisi birleşince bir “Anka kuşu” olmuş, bizi kanatlarına alarak âdeta uçurmuştu. Görmek istediğimiz her yeri görmemize, gönlümüzce dualar etmemize vesile olmuştu…

Misafir olduğumuz eve döndüğümüzde, o gün gezdiğimiz yerleri heyecanla görümceme anlatmaya koyulduk. Görümcem bizi dinledikçe hayretle açılmış gözleriyle bakıyor, başını sağa sola çevirerek dudağını ısırıyordu. O kadarcık zamanda nasıl bir gayretle gezebilmiştik…

Hiçbirimizin üzerinde ufacık bir yorgunluk belirtisi yoktu. Kaldı ki ben yaş itibariyle de nasıl bu kadar dinçtim? 

Sevgili Fatma’nın, pozitif enerjisi bizlere de sirayet etmişti. Üç kız kardeşten hangimiz yorulup yürüyemez olduysak Fatma’yı yanı başımızda buluyorduk. Gülümseyerek kolumuza giriyor, dualar okuyor bize enerji veriyordu. Bizi âdeta kuş gibi uçuruyordu. Hepimiz ondaki bu ihlasa bu sevgiye bu gayrete hayran kalmıştık…

Asıl hayranlığım, canla başla güzel dinimize ve insanlığa ettiği hizmetlerden dolayıdır. Allahü teâlâ böyle kullarının sayısını artırsın. Âmin… 

         N. Atila-Ankara

Comments are closed.