“Görüyorsun ya, turp gibiyim!..”

“Görüyorsun ya, turp gibiyim!..”



Allah dostlarından Hıdır Baba, Edirne’nin mânevî fâtihlerinden bir gâzi derviştir.

Duâsı makbul bir kişiymiş.

Menkıbeleri anlatılıyor dilden dile.

Bir tânesi şöyle:

Bu zâtın sevdiği biri vardır.

Hanımına kızar bir gün.

Ve bedduâ eder.

Olacak bu ya, tutar bedduâsı.

Aynı gün kadın hastalanır.

Ve ağırlaşır gitgide.

Adam bin pişmândır.

Ama ok yaydan çıkmıştır bir kere.

Kadıncağız “son nefeslerini” vermektedir artık.

Adam koşar Hıdır Baba’ya.

Çâresizlik içinde;

“Hocam! Hâl böyleyken böyle. Hanım ölüyor, ne olur bir duâ edin de iyileşsin” diye yalvarır.

Mübârek zât;

“Pekâlâ” der.

Ve açar ellerini.

Yalvarır Rabbine.

Adam üzgün hâlde eve döner.

Fakat o da ne?!..

Hanımı ayaktadır.

Üstelik de neşelidir.

Ve sapasağlamdır.

Adam sorar:

“Hanım ne oldu, anlatsana.”

Kadın anlatır:

Ben de bilmiyorum…

Sen evden çıkınca, olduğum yerde uyumuşum.

Rüyâ gördüm. Hıdır Baba yanıma geldi ve;

“Kalk, üzme kocanı” dedi.

Uyanıp kalktım. İşte bu kadar.

Görüyorsun ya turp gibiyim!..