Güler yüzlü doçent hanım

Kulağını yıkatırsa iyi duyar mı, yoksa ağabeyinde olduğu gibi hepten mi işitme kaybı yaşar diye tedirgin bir halde kulağını yıkatan annem, akşam “çok iyi işitmeye başladım” diye sevinirken sabah kalktığında “eyvah hepten sağır oldum” deyince ne yapacağımızı şaşırmıştık!..

Öğleye doğru doçent meslektaşımı aradım. Kendimi tanıttım. Annemi hatırlattım:
-Böyle böyle oldu, kulağında akşam iyileşme hissederken, sabahleyin işitme kaybı yaşadığını söyledi dedim.
Doçent meslektaşım dedi ki:
-Hastamızı hatırladım. Merak etmeyin. Annenizin kulaklarına tam yıkama yapılmadı. Çünkü fazla salgılanan kulak salgısı dış kulak yolunda kurumuş ve sertleşmiş. Dış kulak yolunu kapatan da bu… Annenizde ikinci bir yıkanma yapılacak ve o zaman çok daha iyi duyacak.
-Teşekkür ederim
-Ama bu arada siz bir de isterseniz annenize odiometrik tetkik yaptırın.
Annem evde, kulak yıkatmak için verdiği karar sebebiyle bin pişmandı. Ağabeyim gibi benim de kulağım artık duymayacak. Keşke gitmeseydim, keşke yıkatmasaydım, deyip duruyordu…
Şimdi bu durumda, yaşı 82’yi bulan anneme bir de odiometrik tetkikten nasıl söz edecektik?  Arkadaşlarıma sorup soruşturdum. Bir Kulak Burun Boğaz ve Odyoloji uzmanı ismi aldım… Anneme durumu başka türlü anlattım:
-Anne bak bir başka doçent buldum. Durumunu anlattım. Bir de ben bakayım dedi. Hem de randevusuz olacak. O aynı zamanda ne kadar duyduğunu test bile edebiliyormuş.
Bunu söyleyince ümitlendi. Kalktık Odyoloji doçentine gittik.
Bu doçent de bayan bir meslektaşımızdı. Annemi, önceki doçent meslektaşın aksine çok iyi karşılamış. Annemi güzel bir muayene etmiş…
Kulağındaki tıkanıklık hissini, birden işitme kaybı olup olmadığını, sesleri duyduğu halde anlayıp anlamadığını, sesin ne taraftan geldiğini fark edip edemediğini kulakta çınlama olup olmadığını tektik etmiş…
Sonra da anneme demiş ki:
-Teyzeciğim yaşınıza göre kulağınız gayet randımanlı… Birisinde orta derecede işitme var. Birisinde biraz daha az… Ama kulağınızı yıkayan meslektaşımız hata yapmamış.
-Ama ertesi sabah uyumadım doktor hanım.
O geçici bir durum. Siz bana güvenin. Gidip kulağınıza ikinci aşama yıkatmayı yaptırın. Daha iyi işittiğinizi göreceksiniz.
Annem bu tatlı dilli güler yüzlü doçent hanımın sözlerine inanmıştı… Çok da rahatlamıştı. “Kulağım iyiymiş diyordu…”
İşte hekim farkı burada ortaya çıkıyordu. Önceki doçent de çok iyi bir hekimdi ama konuşmasıyla annemi korkutmuş ve neredeyse tedaviyi yarım bırakmaya sebep olmuştu. Allah’tan bu hanım, annemin tereddütlerini gidermiş ve rahatlatmıştı. Onu, kulağını ikinci aşama yıkamaya ikna etmişti.
Annem ikinci kez yıkanma sonrası daha iyi işitmeye başladı. Kulakları ağabeyinin kulakları gibi de olmadı.
Dr. M. A.-Ankara

Comments are closed.