Günaha ortak olmak!..

Süfyan-ı Sevrî hazretleri, birisi ile birlikte evin kapısında duruyordu. Önlerinden, süslenmiş bir adam geçti. Arkadaşı, bu adama bakarken, Süfyan mani olup, “Eğer sizler bakmamış olsanız, böyle israf yapmaz idi. Bunun israf günahına, siz de ortak oluyorsunuz” buyurdu. 
İslam büyükleri, şüphelilere, haramlara sebep olur korkusuyla mubahların bile fazlasından kaçınırlardı. İnsan, mubah olan dünya işlerine çok dalarsa, şüpheli olanları yapmaya başlar. Çünkü, mide helal ile dolunca, şehvet harekete gelir. Caiz olmayan şeyler yapılabilir. Harama bakmak tehlikesi baş gösterir. 
Zenginlere, mal, mülk, mevki sahiplerine imrenerek bakmak da, dünya hırsını arttırır. Onlar gibi olmak ister. Haram toplamağa başlar. Bunun içindir ki, Resulullah, “Dünyaya gönül bağlamak, günahların başıdır” buyurdu. Yani mubah olan şeylere düşkün olmak, kalbi dünyaya çevirir. Çok mal toplamak ister. Bunu da, günah işlemeden yapamaz. Mal toplamayı düşündükçe, Allahü teâlâyı unutmaya başlar. Bütün kötülüklerin başı, kalbin Allahü teâlâdan gafil olmasıdır. 
Haramların da dereceleri vardır. Mesela, birinin malını, dine uygun olmayan sözleşme ile, gönül rızası ile satın almak haramdır. Fakat, zorla gasbetmek, daha haramdır. Yetimin, fakirin malını gasbetmek ise, daha şiddetli haramdır. Faiz ile satın almak, hepsinden ziyade haramdır. Haramın şiddeti ne kadar fazla ise, cezası da, o kadar çok olur. Af olmak ihtimali de, o derece az olur. 
Nitekim, diyabet hastasına bal zarar verir. Fakat şeker daha çok zararlıdır. Şekeri çok yemek, az yemekten daha zararlıdır. 
Helallerin, haramların hepsi, fıkıh kitaplarından öğrenilebilir. Herkesin kendisine lazım olacak bilgileri öğrenmesi şarttır. Esnafın, tüccarın, alışveriş ilimlerini öğrenmesi lazımdır. İşçi olanın ise, ücret, kira kısımlarını da bilmesi vacib olur. Her sanatın bir ilmi vardır. Herkese, sanatının ilmini öğrenmesi vaciptir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
“Malın helalden mi, haramdan mı geldiğini düşünmeyenler, Cehenneme, neresinden atılırsa atılsınlar, Allahü teâlâ, onlara acımayacaktır.”