Günahını küçük görme!

Harem bin Hayyân anlatır: Veysel Karânî hazretleriyle görüştüğüm zaman kendisinden nasîhat istedim.
Cevâben;
“Günahının küçük olduğuna bakma, o günahı işlemekle Rabbine âsî olduğunun büyüklüğüne bak” buyurdu.
Ve ekledi:
“Günâhını küçük tutarsan, onu sana yasaklayan Rabbini küçük tutmuş olursun. Günahını büyük tutarsan, Rabbini büyük tutmuş olursun.” 
“Nereye yerleşmemi tavsiye edersin?” dedim.
“Şam’a yerleş” buyurdu.
“Orada geçim nasıldır?” deyince,
“Rızkından şüphe eden kalblere yazıklar olsun” buyurdu.
Bir nasîhat istedim.
“Ey İbni Hayyân! Baban öldü, Âdem aleyhisselâm, Dâvûd aleyhisselâm, Muhammed Resûlullah öldüler. Halîfesi Ebû Bekir öldü, dedi.
Ve ardından;
“Kardeşim Ömer de öldü, vâh Ömer!” dedi. 
Ben Kendisine;
“Hazret-i Ömer ölmedi” dedim. 
“Evet, Onun da öldüğünü Rabbim bana bildirdi” dedi.
Sonra bana dönüp;
“Ölümü unutma! Ehl-i sünnetten ayrılma. Allahın kullarına emr-i ma’rûf yap!” buyurdu 
Sonra da;
“Haydi şimdi git! Bir daha ne sen beni gör, ne de ben seni! Beni duâ ile an, ben de seni duâ ile anarım. Sen bu taraftan git, ben de şu taraftan gideyim” dedi. 
Onunla gitmek istedim.
İzin vermedi.
Baktım, giderken ağlıyordu.
Onu görünce ben de ağladım. 
Ardından bir süre bakakaldım. 
Bir daha da haber alamadım.