Günahkâr bir kadının tövbesi

Günahkâr bir kadının tövbesi



“Ey kadın! Senin amelini yazan iki melek var. İki de benim amelimi yazan var, bunlar eder dört şahit. Allahü teâlâ, bütün kullarının hâlini görür ve bilir…” 

 

Zina, dinimizin yasak ettiği en büyük günahlardandır. Çünkü, hadis-i şerifte, (Allah katında zinadan büyük günah yoktur) buyuruldu. Dinimizde, bilhassa kadınların zinadan ve zinaya sebep olan işlerden uzak durmaları konusu çok önemlidir. Özellikle kadınların üzerinde durulması; bu günahın hâsıl olması, çok defa onların razı olmalarına bağlı olduğu ve kendilerini gösterdikleri, teşhir ettikleri içindir. Bunun için, bu yasaktan, kadınların daha şiddetli olarak yasak edilmeleri icap etti. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

“Komşu kadına, arkadaş hanımına şehvet ile bakmak, yabancı kadına bakmaktan on kat daha günahtır. Evli kadınlara bakmak, kızlara bakmaktan bin kat daha günahtır. Zina günahları da böyledir.” 

“Zinâ etmeyin, kadınlarınızın câzibesi, sevgisi gider, soğukluk başlar.”

        ***

Büyük velilerden Mansûr bin Ammar hazretleri, bir gece, sokaktan geçerken bir erkekle kadının iki gümüş paraya anlaştıklarını gördü. Hemen arkalarından gidip kadına yaklaşarak, hafif bir sesle, “Bizim eve gelirsen sana dört gümüş” dedi.

Kadın iki kat parayı duyunca, birinci adamı bırakıp bunun arkasından gelmeye başladı… Beraberce evine gittiler. Eve girince, kadının önüne dört gümüşü bırakıp kendisi diğer odada namaza durdu…

Fakat o da ne? Namazı bir türlü bitmiyordu! Selâm veriyor tekrar başlıyordu… Aradan saatler geçtiği hâlde, namazını bir türlü bitirip çıkmıyordu.

Nihayet kadın dayanamayıp, yanına geldi. “Saatlerdir seni bekliyorum, artık evime döneceğim” dedi. Bunun üzerine Mansur hazretleri kadına dedi ki:

– Ey kadın, eğer sana meylim olmadığını söylersem yalan söylemiş olurum. Senin istediğin bu kötü fiili işlerken görenler olsa, hâlimiz nice olur?

– Görüyorsun ki, bizi takip eden biri yok. Korkulacak bir hâlimiz yoktur.

– Senin amelini yazan iki melek var. İki de benim amelimi yazan var, bunlar eder dört şahit. Allahü teâlâ, bütün kullarının hâlini görür ve bilir. Yaptıklarının hesâbını âhirette görür. Âhirette başına gelecekleri hiç düşündün mü?

Bunları dinleyen kadın, feryâd edip, bayıldı. Bir müddet sonra kendine geldiğinde;

– Benim ömrümün bugüne kadar olan kısmı günah içinde geçti. Şimdi tövbe etsem acaba kabul olur mu, diye sordu.

Mansur hazretleri de;

– Allahü teâlâ, Şûra sûresinde, tövbe edilen günâhları affedeceğini bildiriyor, yeter ki sen tövbe et; kabul olmaz diye korkma, buyurdu.

Kadın öyle bir tövbe etti ki; o günden sonra bir daha o işleri yapmadığı gibi, saliha bir hanım oldu…