Güneş batıdan doğmadan önce iman etmelidir

Güneş batıdan doğmadan önce iman etmelidir



Kıyametin büyük alâmetlerinden biri de, Güneş’in Batı’dan doğmasıdır. Bunu gören bütün insanlar, iman edecekler. Fakat bu imanları kabul olmayacaktır. Çünkü artık tevbe kapısı kapanmış olur.

 

İmanın sahih ve makbul olmasının şartları -15-

Güneş batıdan doğmadan önce iman etmek şarttır. Kıyametin büyük alâmetlerinden biri de, Güneş’in Batı’dan doğmasıdır. Bunu gören bütün insanlar, iman edecekler. Fakat bu imanları kabul olmayacaktır. Çünkü artık tevbe kapısı kapanmış olur. Bir hadis-i şerifte (Tevbe kapısı açıktır. Güneş garbdan doğuncaya kadar kapanmaz) buyuruldu. Bugünkü insanlar için ise, tevbe kapısı her zaman açıktır. Son nefese kadar tevbeler kabul edilir. Ancak can boğaza gelmeden iman etmek şarttır. Ölürken, ahiret hallerini gördükten sonra kâfirin imanı muteber olmaz. Bunun için, Firavun’un son nefesteki imanı muteber değildir.

Firavun ve kavmi, Musa aleyhisselamın gösterdiği mucizeler karşısında İsrailoğullarının Mısır’dan gitmelerine izin vermişti. Musa aleyhisselam bir gece vakti bütün İsrailoğullarını toplayıp Mısır’dan çıktı. Bunun üzerine Firavun izin verdiğine pişman oldu. Derhâl askerini toplayıp, peşlerine düştü ve sabaha doğru onlara Kızıldeniz kenarında yetişti. İsrailoğulları endişeye kapıldılar. Bu sırada Allahü teâlâ Musa aleyhisselama, (Asân ile denize vur) [Şuarâ sûresi: 63] diye vahyetti. Hazret-i Mûsa bu emir üzerine âsâsını denize vurdu. Deniz hemen ikiye ayrıldı ve önlerine çok geniş ve kupkuru on iki yol açıldı. On iki sülâle olan İsrailoğulları bu yollardan yürüyüp karşıya geçtiler. Firavun, askerleriyle birlikte peşlerine düşüp denizde açılan yola dalınca, açılan yol kapanıp sular kavuştu. Firavun, askerleriyle birlikte boğuldu. Firavun boğulmak üzere iken “inandım” demişse de onun yeise kapılarak söylediği bu sözü kabul olunmadı. Bu hususta Kur’ân-ı kerîmde meâlen şöyle buyrulmaktadır: (İsrailoğullarını denizden geçirdik. Firavun ve askerleri haksızlık ve düşmanlıkla arkalarına düştüler. Firavun boğulacağı anda “İsrailoğullarının îmân ettiğinden [Allah’tan] başka bir ilâh olmadığına inandım, artık ben de Müslümanlardanım” dedi.)  

(Biz de bugün seni cansız bedeninle denizden yüksek bir yere atacağız ki, arkadan geleceklere bir ibret olasın. Bununla berâber doğrusu insanlardan birçok kimseler âyetlerimizden [ibret verici mucizelerimizden] gâfildirler) [Yunus sûresi: 92]

Tefsîr âlimlerinden Zemahşerî bu âyeti şöyle tefsir etmiştir: (… Seni deniz kenarında bir köşeye atacağız… Cesedini tam, noksansız ve bozulmamış hâlde çıplak ve elbisesiz olarak, senden asırlar sonra geleceklere bir ibret olmak üzere koruyacağız.) [Firavun’un cesedi bir İngiliz araştırma ekibi tarafından Kızıldeniz kenârında kumlar arasında vücudu bozulmamış bir hâlde bulundu. Londra’daki meşhur British Museum’da sergilenmektedir.]

Comments are closed.