HADİS ÂLİMİ Ebû Ya’la el-Mevsılî

Ebû Ya’lâ el-Mevsılî hazretleri hadis âlimidir. 210 (m. 825)’de Musul’­da doğdu. İlk tahsilinden sonra Bağdat, Bas­ra, Abadan, Ahvaz gibi şehirlere giderek hadis âlimlerinden ilim tahsil etti. Fıkıh ilmini İmam-ı Ebû Yû­suf’un talebelerinden öğrendi. 307 (m. 919)’da Musul’­da vefat etti. Naklettiği ahdis-i şeriflerden bazıları:
Câbir (radıyallahü anh) Resûlullah Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
“Şüphesiz kıyamet günü meclis ve sohbet bakımından bana en yakın ve sevimli olanınız ahlakça güzel olanlarınızdır ve kıyamet günü meclis ve sohbet bakımından bana en uzak ve çirkin olanınız gevezelik, boşboğazlık yapan ve müteveyhik olan kimsedir. “Ya Resûlallah müteveyhik nedir?” dediler. “Kibirli olanlardır” buyurdu.
Muaz bin Cebel (radıyallahü anh)  Resûlullah Efendimizin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
“Ey Muaz vallahi ben seni seviyorum. Sana tavsiyede bulunuyorum. Ey Muaz, her namazın ardından şu duayı hiç bırakma: Allahümme e’inni alâ zikrike ve şükrike ve hüsni ibadetike.”
Ebu Hureyre (radıyallahü anh) Resûlullah Efendimizin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
“Kim her namazdan sonra otuz üç defa Allah’ı tesbih eder (Subhanallah der), otuz üç defa Allah’a hamdeder (Elhamdülillah der), otuz üç defa tekbir getirir (Allahu Ekber der) ki bu doksan dokuz eder, sonra da ‘La ilahe illallahu vahdehu la şerikelehü, lehü’l-Mülkü ve lehü’l-Hamdü ve hüve ala külli şeyin kadir’ der de yüze tamamlarsa günahları deniz köpüğü kadar da olsa bağışlanır.”
Sa’d bin Ebi Vakkas (radıyallahü anh) Resûlullah Efendimizin her namazın ardından şu kelimelerle Allah’a sığındığını rivayet etmiştir: “Allahümme inni eûzü bike minel cübni vel buhli ve eûzü bike en uradde ila erzelil ömri ve eûzü bike min fitneti’d-dünya ve eûzü bike min fitneti’l-kabri.”
Ezvâc-ı tâhirâttan Cüveyriye (radıyallahü anhâ)  anlatır: Bir gün Resûlullah Efendimiz erkenden sabah namazına mescide gitti. Kuşluk vaktinde tekrar yanıma geldi ve “Seni bıraktığım halde hâlâ öylece duruyor musun?” buyurdu. Ben de: “Evet” dedim. Bunun üzerine şöyle buyurdu: “Ben senden sonra dört kelime söyledim, eğer bugünden beri söylediklerinle tartılsalar onlar daha ağır gelir: Sübhanalahil’azîm ve bi hamdihi adede halkıhi ve rızâe nefsihi ve zînete arşihi ve midâde kelimâtihî.”

Comments are closed.