Hâfız Abbas el-Bahrânî

Kul, ibâdeti zayıf olduğu hâlde, güzel ahlâkı sayesinde, âhıretin yüksek derece ve şerefli menzillerini kazanır.
Abbas el-Bahrânî hazretleri hadis hâfızı, yani yüzbin hadîs-i şerîfi râvileri ile birlikte ezbere bilenlerden olup, Bahreyn’de doğdu. 258 (m. 872) senesinde vefât etti. Rivayet ettiği bazı hadis-i şerifler:
“Allahü teâlâ: ‘Ey Cebrâil, iki gözü kör olanın mükâfatının ne olduğunu bilir misiniz?’ buyurdu. Cebrâil: ‘Allahım! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim. Biz ancak bize bildirdiğini bilebiliriz’ dedi. Allahü teâlâ: ‘Onun mükâfatı, ebedi olarak Cennette kalmak ve benim cemâlime bakmaktır’ buyurdu.”
Resûlullah efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) oğlu İbrâhîm vefât ettiği zaman, mübârek gözleri yaşardı. Bu hâli gören Sahabe (radıyallahü  anhüm): “Siz bize ağlamayı menetmediniz mi?” dediklerinde, Resûlullah efendimiz: “Bu gözyaşı, bir merhamet ve acıma neticesidir. Allahü teâlâ kullarından merhametli olanlara rahmet eder” buyurdu.
Resûlullah efendimiz bir zâta, “Nasıl sabahladın?” buyurdular. O zât da: “Hayır üzereyim” dedi. Resûlullah efendimiz aynı suâli üç defa tekrarladılar ve üçüncüde o zât: “Allaha hamd-ü senalar olsun” deyince, Resûlullah efendimiz: “İşte senden bu cevâbı bekliyordum, bunun için bu soruyu tekrarladım” buyurdu.
“Siz altınlarınızı ateşle denediğiniz gibi, Allahü teâtâ da kullarını belâlarla tecrübe eder. Kimisi, tam ayar hâlis altının aynı parlaklıkta ateşten çıktığı gibi, parlak çıkar, denemeyi kazanır, kimisi biraz karışık bir kısmı da yanmış ve kararmış olarak tecrübeden çıkar.”
“Allahü teâlâ kulunu sevdiği vakit onu ibtilâ eder, dert verir. Fazla sevdiği vakit onu iktinâ eder, yani mal ve evlâd diye kendisinde bir şey bırakmaz.”
“Azîz ve celîl olan Allahü teâlâ, rahatlık ve ferahlığı rızâ ve yakînde, gam, keder ve tasayı da, şüphe ve kızgınlıkta kılmıştır.”
“Bir kavmi sevip onlarla dostluk kuran, kıyâmet günü onlarla haşrolacaktır.”
“Bid’at sahibine hürmet eden kimse, İslâmiyeti yıkmaya yardım etmiş olur.”
“Kul, ibâdeti zayıf olduğu hâlde, güzel ahlâkı sayesinde, âhiretin yüksek derece ve şerefli menzillerini kazanır.”
“Bu ümmetin içinde, öyle bir kavim türeyecek ki, onların namazlarına bakarak, siz kendi namazınızı küçümseyeceksiniz. Kur’ân-ı kerîmi okuyacaklar. Fakat boğazlarını geçmeyecek. Okun avı delip geçtiği gibi dinden çıkacaklar.”