Hâline şükret dostum

Servis Ulus’a doğru ilerliyordu… Önde uyuyanlara inat arkada birkaç genç muhabbet ediyorduk.

-Ama sen de ayıp ediyorsun… Sabah evden çıkarken seni yolcu ediyormuş ya eşin… Daha ne istiyorsun?
Kahvaltı muhabbeti de olunca dayanamayıp cevap verdim:
-Ne? Bir de her sabah kahvaltı hazırlayıp getiriyor önüne öyle mi? Kapıdan yolcu ederken “Bugün akşama ne pişireyim?” diye de sorsaydı bari?
-Soruyor…
-Ve sen hâlâ böyle bir hanıma “şöyleydi, böyleydi” diye laf ediyorsun… Ayıp ediyorsun…
-Biliyor musun senin sabahleyin kapıdan uğurlandığın anda kaç erkek kendi başına kapıyı çekip çıkıyor? Biliyor musun kaç erkek sabah evden aç gidiyor iş yerine.  Orada da bir iki poğaça ve bir dilim tost eh, şansına bir bardak taze çay ile kahvaltı ederek mesaiye başlıyor…
-Şimdi söylesem inanmazsın sen… Ben de evliyim beş senedir… Ama o günden bugüne karım bana bir gün olsun sabah kahvaltısı hazırlamadı. Çocukların yorgunluğu ile sabahleyin bir de ben yormayayım diye ben de üstelemedim…
-E bizim hanım da akşam olup eve geldiğimde, “sen sevdiğin için şu yemeği yaptım” demedi… Ben ses çıkartmadım… Bir kerecik olsun sormadı: “Bu akşam ne pişireyim” diye…
Üçüncü arkadaş:
-Bizim amcaoğlunun hanımı, bırakın ne pişireceğini kocasına sormayı, kocası bir şey canı isterse inat edip günlerce o yemeği yapmıyormuş.
-Niye ki ama? Bir intikam mı alıyor?
-Bilmiyorum… Amcaoğlu da bakmış böyle olmayacak… Bir formül bulmuş kafasında… Diyelim ki bugün canı bulgur pilavı isterse, o “pirinç pilavı olsa da yesek” diyormuş. Hanımı onun inadına pirinç pilavı yapmayıp bulgur pilavı yapıyormuş. Bizim amcaoğlu da bu sayede canı istediği pilava kavuşuyormuş. Alternatifsiz yemeklerde yandı desene…
Üç arkadaş serviste bu muhabbet içindeyken arkadan Ali Usta’nın hırıltılı sesi geldi:
-Şükredin hâlinize gençler…
Şaşırdık… Ali usta bizi mi dinliyormuş meğer… Bu kez muhabbeti kesip onun ne diyeceğini merak ettik. Hem sanki şükredecek ne hâlimiz vardı ki? Ali Usta lafını tartarak tane tane anlattı:
-Siz benim hâlimi bilmediğiniz için kendi hâlinizin muhabbetini yapıyorsunuz. Allaha dua edin başka imtihanlar vermesin size…
Yarı kahkaha ile cevap verdik:
-Yoksa seni eve de mi almıyorlar Ali Usta?
-Ben 13 senedir her sabah hanımın kahvaltısını ellerimle yaptırır, öğle yemeğini masasının yanına hazırlar, akşama giderken de “bugün canın ne istiyor” diye sorarım…
-Uff ya…  Tam laytmışsın Ali Usta be…
Ali usta yine acı bir tebessüm etti:
-Eşim on üç sene önce beyin kanaması sonucu felç oldu. O günden beri ona ben bakıyorum.
Sefer K.-Ankara

Comments are closed.