Hurma olsaydı yerdik

Hayat bin Kays el Harrani hazretlerinin bir sevdiği anlatır: Harran’da bir cami yapılıp sıra mihraba gelince kıble hususunda ihtilaf çıktı. Hayat bin Kays eliyle gösterip:

“Kıble şu cihettir” buyurdu.
Usta itiraz etti:
“Hayır şöyledir.”
¥¥¥
Hayat bin Kays, ustaya “Şu istikamete bakarsan kıbleyi görürsün!” buyurdu.
Adam baktı.
Şaşırıp kaldı.
Hatta bayıldı.
Bir müddet sonra ayılınca büyük veliye dönüp “Gösterdiğiniz tarafa baktığımda Kâbe-i şerifi gördüm” dedi.
Ve özür diledi.
¥¥¥
Bir kişi anlatıyor:
Bir gün Hayat bin Kays hazretleriyle beraberindekiler, yolculuğa çıkmışlardı. Az sonra yorulunca, bir ağacın altında biraz mola verdiler.
¥¥¥
Hizmetçisi geldi.
Hayat bin Kays’a:
“Efendim, buralarda hurma olsaydı da yeseydik!” dedi.
Büyük veli sordu:
“Çok mu özledin?”
“Evet efendim” dedi.
“Şu ağacı salla, hurma düşer ve yersin!” buyurdu.
¥¥¥
Hizmetçi şaşırdı:
“Bu, kuru ağaçtır efendim.”
“Olsun salla!” buyurdu.
“Peki” deyip salladı.
Ağaçtan yaş hurmalar döküldü.
O hurmaları yediler.
Doyup yola devam ettiler.