İÇ VE DIŞ POLİTİKANIN TAHLİLİ

İç ve Dış Politika’nın tahlili için kitap yazılsa azdır. Ama özetin özeti olarak değerlendiriyorum:
Şu anda Türkiye’ye karşı içteki ve dıştaki şer güçler  Türkiye’ye savaş açmıştır. Büyük İsrail Projesi’nin önünde en büyük ve tek engel Türkiye’dir.
Ergenekon, ülke idaresini ele geçirme operasyonu idi ama dış güçlerle ilgisi yoktu. Paralel yapının 7 Şubat, 17 ve 25 Aralık, Yüce Divan kesinkes darbe idi. Bu darbeler Siyonizmin operasyonudur.
Ankara’daki ABD Büyükelçisinin 17-25 Aralık darbesinde, Avrupa Birliği Ankara Büyükelçileri toplantısındaki “Bir imparatorluk sona erecektir” sözü boşuna söylenmemiştir.
A Haber Televizyonunda 7 Şubat 2015 gecesi programda ABD’li bir ajanın uzun röportajında bu darbelerde CIA’nın bulunduğunu itiraf etmiştir. Yine bu ajana göre Gezi Olayları ve 6-7 Ekim Vandalizmde CIA’nın da payı vardır.
Kılıçdaroğlunu o makama getiren Deniz Baykal’a kumpas kuran da paralel yapıdır. Başbakan Davutoğlu’na göre Paralel Yapı başta Yahudi lobisi olmak üzere, Ermeni ve Rum lobileri ile iş birliği yapmaktalar.
Yedi sülalesi Yahudi olan bir Yahudi’nin gazetesinde devamlı Türkiye aleyhine yayın yapılmaktadır ve Gülen’in yazıları bu gazetede çıkmaktadır. ABD’li ajana göre 50 Senatör ve Temsilciler Meclisi üyesi Obama’ya mektup yazarak Gülen’in iade edilmemesini istemiştir. Ve bu 50 kişinin tamamına yakını Yahudi lobisi mensubudur. ABD basınına göre Obama’ya mektup yazanların sayısı 69’dur.
Paralel Yapının darbelerinden önce Gülen’in büyük ölçüde para bağışını Yahudi Lobisine yaptığı söylendi. (Ne derece doğru bilemem.) Şayet doğru ise bu bağışı Filistin, Suriye ve Iraklı mültecilere, Arakan’a yapmadı.
Netanyahu zalimi, Filistin’de taş üstünde taş bırakmazken ve Filistinliler ölürken tek kelimeyle kınamadı. Mavi Marmara hadisesinde İsrail’i değil Türkiye iktidarını ve gemidekileri suçladı.
Ne büyük bir gaflet (hatta ihanettir) ki: Paralel yapı devletin sırlarını çalarak MOSSAD ve CIA’ya verdi.
İslamiyet’in yasak kıldığı bazı emirleri meşrulaştırdı. (Kadınların başını açması, içki içilmesi, yalan, iftira, soruları çalma, liyakatı olmadığı halde makamlara gelme, insanların özel hayatları ile ilgili teşhir ve şantaj yapılması.)
Ve en korkuncu ise bu günahların İslamiyet adına ve İslamiyet’e hizmet adı altında yapılmasıdır. İşin esası ise bunlar İsrail ve ABD adına yapıldı.
Dünyanın en zengini olan bir Yahudi Ailesinin temsilcisi olan Soros’un Vakfı vardır. Kendisinin ifadesine göre bu vakfa bazı iş adamları bağış yapmaktadır. Bu vakfın vazifesi küresel sermayeye hizmet etmeyen ülkeleri karıştırmaktır. Bir parti lideri bu vakfın üyesidir. Ukrayna’yı da karıştıran ve iç savaşı çıkaran bu vakıftır.
Elbette Paralel yapının samimiyetine inanıp bunlara hizmet eden samimi Müslümanlar, bu hadiselerden sonra bu yapıdan uzaklaşmışlardır.
Tek ve şaşmaz ölçü Ehl-i Sünnet âlimlerimizi ortaya koyduğu yoldur. Bu yola uyanlar doğrudur, uymayanlar ise zarardadır.
Müslümanlar uyanık olmalı. Bu ölçüyü aldıktan sonra hadiseleri bu ölçüye göre değerlendirmeli ve tüm müminlere dua etmelidir.