İmanı, farz ve haramları öğrenmek

İman etmek, Muhammed aleyhisselâma tâbi olmaya başlamak, saâdet kapısından içeri girmek demektir. Allahü teâlâ Onu, dünyadaki bütün insanları saadete davet için gönderdi ve Sebe sûresinin 28. âyetinde meâlen;
(Ey sevgili Peygamberim! Seni, dünyadaki bütün insanlara ebedî saadeti müjdelemek ve bu saadet yolunu göstermek için, beşeriyete gönderiyorum) buyurdu.
Muhammed aleyhisselâma uyan bir kimsenin, gün ortasında bir parça uyuması, Ona uymaksızın, birçok geceleri ibâdetle geçirmesinden, kat kat daha kıymetlidir. Çünkü kaylûle etmek, yani öğleden önce biraz yatmak âdet-i şerîfesi idi. Mesela, Onun dîni emrettiği için, bayram günü oruç tutmamak ve yiyip içmek, Onun dîninde bulunmayıp senelerce tutulan oruçlardan daha kıymetlidir. Onun dîninin emri ile fakire verilen az bir şey ki, buna zekât denir, kendi arzusu ile, dağ kadar altın sadaka vermekten daha efdaldir. Hazret-i Ömer, bir sabah namazını cemâat ile kıldıktan sonra, cemâate bakıp, bir kimseyi göremeyince, nerede olduğunu sordu. Yanındakiler dediler ki:
-Geceleri sabaha kadar ibâdet ediyor. Belki şimdi uyku bastırmıştır. Bunun üzerine hazret-i Ömer;
-Keşke bütün gece uyuyup da, sabah namazını cemâat ile kılsaydı, daha iyi olurdu, buyurdu.
İslamiyetten sapıtmış olanlar, sıkıntı çekip ve mücâhede edip, nefislerini körletiyor ise de, bu dîne uygun yapmadıklarından kıymetsizdir ve hakîrdir. Eğer bu çalışmalarına ücret hasıl olursa, dünyada birkaç menfaatten ibaret kalır. Hâlbuki, dünyanın hepsinin kıymeti ve ehemmiyeti nedir ki, bunun birkaçının itibarı olsun! Bunlar, mesela çöpçüye benzer ki, çöpçüler herkesten daha çok çalışır ve yorulur. Ücretleri de herkesten aşağıdır. İslamiyete tâbi olanlar ise, latîf cevâhir ve kıymetli elmaslar ile meşgul olan mücevherciler gibidir. Bunların işi az, kazançları pek çoktur. Bezen bir saatlik çalışmaları, yüzbinlerce senenin kazancını hasıl eder. Bunun sebebi şudur ki, İslamiyete uygun olan amel, Allahü teâlânın makbulüdür, ondan râzıdır ve çok beğenir.
O hâlde, her mümine önce lazım, birinci farz olan şey, imanı, farzları, haramları öğrenmektir. Bunlar öğrenilmedikçe, Müslümanlık olamaz, iman elde tutulamaz. Hak borçları ve kul borçları ödenilemez. Niyet, ahlâk düzeltilemez ve temizlenemez. Düzgün niyet edinilmedikçe de, hiçbir farz kabul olmaz. Bunun için herkesin ilmihâl bilgilerini öğrenmesi lazımdır. Hadîs-i şerîfte;
(Bir saat ilim öğrenmek veya öğretmek, sabaha kadar ibâdet etmekten daha sevaptır) buyuruldu…

Comments are closed.