Îmânı muhâfaza edebilmek için…

Bir kimse, bir tek cümle söylese yani kelime-i şehâdeti dili ile söyleyip, kalbi ile tasdik etse Müslüman olur. Aynı şekilde bir kimse de, İslâmiyetin îmânsızlık alâmeti dediği sözleri söylese, işleri yapsa, kalbinde tasdîk olsa ve inandığını söylese bile, îmânı gider, kâfir olur. Bu sebeple, îmânı muhâfaza edebilmek, koruyabilmek için, nelerin îmânı giderdiğini bilmek lâzımdır…
İslâmiyyetin hürmet edilmesini emrettiği bir şeyi, kötülemek, hafife almak, îmânı giderir. Allahü teâlâya lâyık olmayan şeyler söylemek, îmânı giderir. Allah gökten bize bakıyor demek, yalan bir söze, Allah biliyor ki, doğrudur demek, melekleri küçültücü şeyler söylemek, Kur’ân-ı kerîmi, hattâ bir harfini küçültücü söz söylemek, bir harfine bile inanmamak, çalgı çalarak Kur’ân okumak, îmânı giderir. Peygamberleri küçültücü şeyler söylemek, Kur’ân-ı kerîmde isimleri bildirilen 25 peygamberden birine inanmamak, çok iyilik yapan birisi için, Peygamberden dahâ iyidir demek, imânı giderir. Peygamber efendimizin;
(Kabrim ile minberim arası, Cennet bahçelerinden bir bahçedir) hadîs-i şerîfini işitince;
“Ben minber, hasır ve kabirden başka bir şey görmüyorum” demek îmânı giderir.

DİN ÂLİMLERİNİ AŞAĞILAMAK!
Âhırette olacak şeylerle alay etmek, kabirdeki, kıyâmetteki azâblara ve Cennette Allahü teâlâyı görmeye inanmamak, îmânı giderir. Namâz kılsam da, kılmasam da, berâberdir, zekât vermem, fâiz helâl olsaydı demek, harâmdan olan mâlı fakîre verip sevâp beklemek, fakîr, verilen paranın harâm olduğunu bilerek, verene hayır duâ etmesi, hep îmânın gitmesine sebep olmaktadır.
İslâm bilgilerine inanmamak, bunları ve din âlimlerini aşağılamak da, küfr-i cühûdî olur, îmânı tehlikeye sokar.
Kâfir olmayı isteyen kimse, buna niyyet ettiği anda kâfir olur. Başkasının kâfir olmasını isteyen kimse, küfrü beğendiği için istiyorsa, kâfir olur. Küfre sebep olduklarını bilerek ve arzûsu ile küfür kelimelerini söyleyen, kâfir olur. Küfre sebep olmayan kelime söylemek isterken, şaşırarak, küfre sebep olanı söylerse kâfir olmaz.
Küfre sebep olan bir işi, bilerek yapmak küfür olur. Bilmeyerek yapınca da küfür olur diyen âlimler çoktur.
Bir Müslümân, îmânın yok olmasına sebep olacağı söz birliği ile bildirilmiş olan şeyleri kasten söyler veyâ yaparsa, îmânı gider ve buna Mürtet denir. Mürtedin, mürtet olmadan önceki ibâdetleri ve sevâpları yok olur. Tekrâr îmâna gelirse, zengin ise, yeniden hac etmesi lâzım olur. Namâzlarını, oruçlarını, zekâtlarını kazâ etmesi lâzım olmaz. Mürtet olmadan önce, kazâya bırakmış olduklarını kazâ etmesi lâzımdır. Çünkü mürtet olunca, önceki günâhlar yok olmaz. Mürted olanın nikâhı fesh olur, gider. İmâna gelerek, tecdîd-i nikâh etmeden önceki çocukları veled-i zinâ olur. Kesdiği, leş olur, yenmez. İmânının gitmesine sebep olan şeyden tövbe etmedikçe, yalnız Kelime-i şehâdet söylemekle veyâ namâz kılmakla, Müslümân olmaz. Mürtet olacak şeyi yaptığını inkâr etmesi de tövbe olur. Tövbe etmeden ölürse, Cehennemde ebedî olarak azâb görür. Bunun için, küfürden, îmânın gitmesinden çok korkmalı, az konuşmalıdır. Hadîs-i şerîfte;
(Hep hayırlı, faydalı konuşunuz. Yâhut susunuz!) buyuruldu.

“ŞİRKTEN SAKININIZ!..”
Müslümân, her zaman ciddî olmalı, latîfeci, oyuncu olmamalıdır. Dîne, akla, insanlığa uygun olmayan şeyler yapmamalıdır. Kendisini küfürden muhâfaza etmesi için, Allahü teâlâya çok duâ etmelidir. Peygamber efendimiz;
(Şirkten sakınınız. Şirk, karıncanın ayak sesinden dahâ gizlidir) buyurunca;
-Bu kadar gizli olan şeyden korunmak nasıl olur denildikte;
(Allahümme innâ ne’ûzü bike en-nüşrike-bike şey’en na’lemühu ve nestağfirüke limâ lâ-na’lemühu duâsını okuyunuz!) buyuruldu. Bu duâyı sabâh ve akşam çok okumalıdır.
Netice olarak bir Müslümân, sözünün ve işlerinin nereye varacağını, iyi düşünmelidir. Her şeyde dînini kayırmalı, hiçbir günâhı, küçük görmemeli, hafife almamalıdır. Îmânını koruyabilmek için, nelerin îmânı giderdiğini öğrenmeli ve bunlardan sakınmalıdır.

Comments are closed.