İmanın korunması

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Kalbdeki iman, ibadet ve rabıta ile korunur:
1- İbadet: İbadetlerde de iki şart var: Birincisi, sahih olacak, yani şartlarına uygun olacak, ikincisi de makbul olacak, yani ihlasla yapılacaktır. Bütün ibadetler, alışverişler, her iş, Allah rızası için yapılıyorsa, imanı korur ve kuvvetlendirir, parlatır. Rabbimizin rızasını, sevgisini kazanmaktan başka maksatlarla yapılan her şey nefsanî, şeytanî ve dünyevîdir, Cehenneme götüren birer sebeptir. Bunun için ilim de, amel de lazım, ama özellikle ihlas şarttır. Çünkü ilim ve amel, ya nefsanî veya rahmanîdir. Nitekim İblis’te ilim de, amel de vardı, ama ihlası olmadığı için kibirlenip ebedî Cehennemlik oldu.
2- Rabıta: Rabıta, sadece oturup, gözleri kapatıp bir zatı düşünmek değildir. Rabıta, irtibat kurmak, bir Ehl-i sünnet âlimini sevmek, onun yolunda olmak, onun bildirdiği gibi yaşamak, her adımında, acaba bu yaptığımdan razı olur mu diye düşünmek demektir. Kalbin parlaması, imanın korunması için çok önemlidir, çünkü kalbi parlak birisiyle irtibat halinde olanın imanı kuvvetli olur. Rabıta yapmak zordur. Hele böyle vesveseli dünyada, şeytanın ve cinlerin her tarafı sardığı bir ortamda bunu yapmak kolay değilse de, o büyük zatların yazdıkları kitapları okuyunca, rabıta hâlinde olmuş oluruz. Beyne yazılanlar bir gün gider, fakat kitap severek okunduğu zaman, yazarının ruhaniyeti, sevgisi, ilgisi; okuyan bilse de, bilmese de, kalbini aydınlatır. İnsan hamama girip yıkansa kirleri dökülür. İşte salihlerle sohbet etmek, doğru din kitabı okumak, hamama girmeye benzer; bilse de, bilmese de kalbi temizlenir.
Din büyüklerinin ruhaniyetleri, yazdıkları kitapların satırlarının arasındadır. Dolayısıyla ilim öğrenmekten, kitap okumaktan maksat, kalbe ve beyne hitaptır. Beyne hitap, yazılanları öğrenmekle olur; kalbe hitap ise, kitap okumak vesilesiyle o büyük zatları sevmekle olur.
Rabıtanın yani bu büyük zatları hatırlamanın bir başka yolu da, onları seven, kitaplarını okuyan sâlih kimselerle görüşmek, her fırsatta onlarla beraber olmaya çalışmaktır. Onlarla beraber olunca da, mutlaka o büyüklerden bahsetmeli, az da olsa kitaplarından birlikte okumalı. Tek başına kitap okumak yerine, mümkünse o büyükleri sevenlerle beraber okumalı. Buna sohbet denir ve daha fazla istifade edilir.

 

Comments are closed.