İnsanı kurtaran üç huy

Bir Müslüman, dünyada azîz, âhirette mes’ud olmasını isterse, kendisinde şu üç huyu bulundurmalıdır:
1- Mahlûklardan hiçbir şey beklememek.
2- Müslümanları ve kâfirleri, ölmüş iseler de gıybet etmemek.
3- Başkasının hakkı olan bir şeyi almamak.
Allahü teâlâ üç şeyi çok sever:
1- Cömertlik.
2- Her ortamda doğruyu söylemek.
3- Gizli yerlerde de Allahü teâlâdan korkmak.
İki günâhtan çok korkmalıdır:
Birisi, emrinde olan insanlara zulmetmek. En büyük zulüm, onların İslâm bilgilerini öğrenmelerine, ibâdet yapmalarına mâni olmaktır.
İkincisi, din ve dünya yolunda hâin olmak.
Avf bin Abdullah hazretleri buyurdu ki:
1- Her kim âhiret için çalışırsa, dünya işleri de kendiliğinden olur, Allah ona kâfîdir.
2- Kim Allah ile arasını düzeltirse, ya’nî Allahü teâlânın emirlerini yapar, yasaklarından kaçınırsa, Allah da insanlarla onun arasını düzeltir. Herkes ona iyi muâmele eder. Geçimleri iyi olur.
3- Kim kalbini, niyetini düzeltirse, Allah da onun diğer işlerini düzeltir. Yanî yaptıklarını Allah rızâsı için yaparsa, Allahü teâlâ da, dînin emirlerine uymayı ona kolay eder.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
İslamiyet üç kısımdır: İlim, amel ve ihlas, yani İslamiyet’in emir ve yasak ettiği şeyleri öğrenmek ve öğrendiklerini yapmak ve bunları yalnız, Allahü teâlânın rızası için yapmaktır. Bu üçüne kavuşmayan kimse, İslamiyet’e kavuşmuş olmaz. Bir kimse, İslamiyet’e kavuşunca, Allahü teâlâ, ondan razı olur. Allahü teâlânın razı olması, sevmesi de, bütün dünya ve ahiret saadetlerinin en üstünü ve kıymetlisi olduğunu, Âli İmran suresi onbeşinci ve sure-i Tevbenin yetmişüçüncü ayetleri bildirmektedir. O halde, İslamiyet, dünya ve ahiretteki bütün saadetleri ele geçirten bir sermayedir. İslamiyet’in dışında aranılacak, imrenilecek hiçbir iyilik yoktur…

Comments are closed.