İnsanlar, bitmeyen sıkıntılarından nasıl kurtulur?

İnsanlar, bitmeyen sıkıntılarından nasıl kurtulur?



Bugün insanlar, İslâmiyeti terk ettikleri için, yani Allahü teâlânın emirlerine ve yasaklarına uymadıkları için dünyada bereket kalmadı.

 

Edep ve nezaket medeniyeti -15- 

İslâmiyet, insanlığın kurtuluşu için hazırlanmış ilahî bir reçetedir. Allahü teâlânın, kulları için hazırladığı  bir yol haritasıdır. Buna uyan, dünyada ve âhirette rahat ve huzura kavuşur. İslâmiyete uygun yaşamayan kimsenin ömründe bereket kalmaz  ve sıkıntıları da bitmez. Bugün insanlar, İslâmiyeti terk ettikleri için, yani Allahü teâlânın emirlerine ve yasaklarına uymadıkları için ve İslâm dîninin gösterdiği râhat ve huzur yolundan ayrıldıkları için, dünyada bereket kalmadı. Rızıklar azaldı. Tâhâ sûresinde yüzyirmidördüncü âyet-i kerîmesinde meâlen, (Beni unutursanız rızıklarınızı kısarım) buyuruldu. Bunun için, îmân rızkı, sıhhat rızkı, gıda rızkı, insanlık ve merhamet rızkı ve daha nice rızıklar azaldı. (Hâşâ, zulmetmez kuluna Hüdâsı, herkesin çektiği kendi cezâsı) sözü, Nahl sûresinin otuzüçüncü âyetinden alınmıştır. Bugünkü küfür karanlıkları ve Allahü teâlâyı, Peygamberi “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem”, islâmiyeti unutmanın bereketsizlikleri ve sıkıntıları içinde, insan gece gündüz, kadınlı erkekli çalışıp, bir âilenin nafakasını, rahat yaşamasını temin edemez hâle gelmiştir. Allahü teâlâya inanmadıkça, Onun bildirdiği islâm dînine uymadıkça, Onun Peygamberinin güzel ahlâkı ile bezenilmedikçe, beş vakit namazı vaktinde kılmadıkça, dalâlet, felâket akıntısını durdurmak imkânsızdır.

Merhum Hüseyin Hilmi Işık “rahmetullahi aleyh” hâtıralarının birinde şöyle buyurmuştu:

”Sekiz-on yaşlarındaydım. Eyüp Sultan Camiinde imam efendi, namazdan sonra ‘Yâ Rabbî! Müslümanları, beldemizi, memleketimizi vesâir bilâd-i İslâmiyeyi kaht-u galâdan, tâûn-u vebâdan, şemâtet-i a’dâdan muhafaza eyle!’ diye dua ederdi. Biz de  (Âmin) derdik. Şimdi böyle dua eden kalmadı. Şemâtet, sevinmek demek. Şemâtet-i a’dâdan, düşmanların sevinmesinden demektir. Düşmanlar ne zaman sevinir? Müslümanlara bir felâket geldiğinde sevinir. Elhamdülillah, Allahü teâlâ her rızkı yaratıp kullarına veriyor. Ama sıkıyor, daraltıyor. Buna enflasyon diyorlar. Allahü teâlâ, Tâhâ sûresi 124. âyet-i kerîmesinde (Eğer beni unutursanız, emirlerimi yapmazsanız, şerîatime uymazsanız, rızkınızı kısarım) buyuruyor. İşte enflasyon, oradan geliyor. Buna galâ, pahalılık denir. İhtiyaç malzemeleri piyasada bulunmazsa, ona da kaht, kıtlık denir. Bulunur, fakat çok pahalı olursa, ona da galâ denir… Şimdi her şey pahalı. Halbuki İslâmiyet yaşansa, bereket olur…”