İranlı kumandanın itirafı ve Hazreti Ömer’in adaleti

İranlı kumandanın itirafı ve Hazreti Ömer’in adaleti



“Ey büyük Halîfe! Önceleri biz İranlılar siz Arabları yeniyorduk. Ne zaman ki, Allah size Peygamber gönderdi. Ondan sonra bizim üstünlüğümüz sona erdi!..”

 

Hazreti Ömer (radıyallahü teâlâ anh) hayatta iken cennet ile müjdelenmiş on kişiden ikincisi olup, Hazreti Ebu Bekir’den sonra Eshâb-ı kiramın en büyüğü; başka bir ifadeyle, Peygamberlerden sonra insanların üstünlükte ikincisidir. Peygamber efendimizin kayınpederidir. Hafsa validemiz onun kızıdır. Resulullahın da ikinci halifesidir. Hazreti Ali, Hazreti Ömer’i çok severdi. Ona kızı Ümmi Gülsüm’ü nikâh etti, damadı yaptı…

Hazreti Ömer, haksızlık karşısında çok hiddetli olduğu gibi, adaletin yerine getirilmesinde de o kadar şefkâtli idi. Bu yüzden adâleti ile meşhûr olmuştur. 
Bir gün at satın almak istedi. Atı tecrübe etmek niyetiyle biniciye verdi. Ata binen kimse, koştururken, at tökezleyip kazaya uğradı. Hazreti Ömer atı satıcısına geri vermek istediğinde, satıcı almadı. Sonunda durum, Kâdı Şüreyh hazretlerine intikal etti. Kâdı, Hazret-i Ömer’e sordu: 
-At, sahibinin izniyle mi koşturuldu?
-Hayır, ben denemek için koşturdum.
Bunun üzerine, Kâdı şu hükmü verdi: 
-At, sahibinin rızâsı ile tecrübe edilseydi, iâde edilebilirdi. Fakat, siz sahibinden izin almadığınız için geri veremezsiniz, atı almak mecburiyetindesiniz.
Hazreti Ömer;
-Hak ve adâlet hususunda boynumuz kıldan incedir, deyip atın bedelini ödedi…

              ***
Hazreti Ömer zamanında, Müslümanlar İslâmiyeti İran içlerine kadar yaydılar. İranlı meşhûr kumandan Hürmizân, çok direndi, fakat sonunda teslim olmak zorunda kaldı. Hazret-i Ömer, huzuruna çıkarılan Hürmizân’a sordu: 
-Bize söyleyeceğin bir şey var mıdır? 
-Var! Fakat önce ölecek miyim, kalacak mıyım bunu bilmem lâzımdır. 
-Konuş, sana zarar gelmeyecektir. 
-Ey büyük Halîfe! Önceleri biz İranlılar siz Arabları öldürüyor, zorla mallarınızı ellerinizden alıyorduk. Ne zaman ki, Allah size peygamber gönderdi. Ondan sonra bizim üstünlüğümüz sona erdi. Siz aziz, biz zelil olduk. 
Hazreti Ömer, Enes bin Mâlik hazretlerine sordu: 
-Bunu ne yapalım? 
-Öldürmeyelim! Çünkü onun çok taraftarı vardır. Belki onlar, ileride Müslüman olabilirler. 
-Fakat o, Resûlullahın kıymetli arkadaşlarını şehit etti. Onu sağ bırakmamız uygun olur mu? 
-Yâ Ömer bunu öldürmememiz lâzımdır. Çünkü “Konuş sana benden zarar gelmez” diye söz de vermiştin. 
Hazret-i Ömer, kim tarafından söylenirse söylensin, doğru sözü hemen kabul ederdi. Enes bin Mâlik hazretlerinin bu sözleri üzerine, Hürmizân’ın hayatını bağışladı. Bir müddet sonra da, Hürmizân ve onu sevenler Müslüman oldu…