İranlı Velî Şemseddin Îcî

Dünya, insanın can düşmanıdır. Bu dünyanın düşkünleri, hiç toparlanamaz, kendilerine gelemezler. Ahirette de pişman olacaklardır…
Şemseddin Îcî hazretleri İran’da yaşamış evliyânın büyüklerindendir. Acem beldelerinden Îc’de doğup yetişti. Doğum târihi bilinmemektedir. 1577 (H. 985)’de Şam’da Sâlihiyye’de vefât etti. Bir sohbetinde buyurdu ki:
Dünya, insanı Allahü teâlâdan uzaklaştıran şeyler demektir. Kadın, çocuk, mal, rütbe, mevki düşüncesi, Allahü teâlâyı unutturacak kadar aşırı olursa dünya olur. Çalgılar, oyunlar, faydasız, boş şeylerle vakit geçirmek, hep bunun için dünya demektir. Âhirete faydası olmayan ilimler, dersler de, hep dünyadır. En iyi kimse, kalbi dünyaya bağlı olmayan ve Allah sevgisi ile çarpandır. Dünya muhabbeti günahların başıdır. Dünyayı sevmekten kurtulmak da, ibadetlerin başıdır. Çünkü Allahü teâlâ dünyaya düşkün olmayı sevmez. Onu yarattığı zamandan beri hiç sevmemiştir. Dünya ve dünyaya düşkün olanlar mel’undur ve Allahü teâlânın merhametinden uzaktırlar. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Dünya mel’undur ve dünyada Allah için yapılmayan her şey de mel’undur.) Çünkü Allahü teâlâyı hatırlayanlar, hatta onların her zerresi, Allahü teâlâyı zikretmektedir. Bunun için, Allahü teâlâyı zikredenler, [yani kalbinde ismini ve sıfatlarını hatırlayanlar] mel’un değildir. Bunlara, dünya adamı denilmez. Çünkü dünya demek, kalbi Allahü teâlâdan gafil eden, Onu unutturan, kalbe Allahtan başkalarını getiren şeyler demektir. Allahü teâlâyı unutturan mallar, sebepler, mevkiler, şerefler hep dünya olur. Vennecm sûresinin, (Bizi düşünmeyenlerden, bizden yüz çevirenlerden, sen de yüzünü çevir. Onları sevme!) mealindeki yirmi dokuzuncu âyeti, böyle olduğunu açıkça göstermektedir…
İşte bu dünya, insanın can düşmanıdır. Bu dünyanın düşkünleri, hiç toparlanamaz, kendilerine gelemezler. Ahirette de pişman olacaklar, çok acılarla karşılaşacaklar.
Dünyayı terk etmek demek, kalbin onu sevmemesi, ona düşkün olmaması, kıymet vermemesi demektir. Ona düşkün olmamak da, varlığı ile yokluğu müsavi olmaktır. İnsanın böyle olabilmesi için Allah adamlarının yanında yetişmesi lazımdır. Bu büyüklerden biri ele geçerse kıymetini bilmeli, onların emirlerini yapmaya canla başla sarılmalıdır.

Comments are closed.