İtikat, kalp ve beden bilgileri

İtikat, kalp ve beden bilgileri



Her müminin, Ehl-i sünnet itikatını, kısaca öğrenmesi farzdır. Bundan sonra, iki şey öğrenmesi lâzım olur. Biri kalp, ikincisi de beden bilgilerini…

 

Muhammed Hatîb hazretleri hadîs ve Şafiî mezhebi âlimlerindendir. 827 (m. 1424)’de Mekke’de doğdu. 873 (m. 1469)’da Kâhire’de vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Her müminin, en önce, Ehl-i sünnet itikatını, kısaca öğrenmesi farzdır. Bundan sonra, iki şey öğrenmesi lâzım olur. Biri kalp için olan, ikincisi beden için lâzım olan bilgilerdir. Beden için olan bilgi de ikidir. Biri yapacağı emirler, ikincisi sakınacağı yasaklardır. Emirleri öğrenmek şöyle olur: Sabah vakti, yeni Müslüman olan kimsenin, öğle vakti gelince abdestin ve namazın farzlarını öğrenmesi, hemen farz olur. Sünnetlerini öğrenmesi de sünnet olur. Akşam olunca, akşam namazının üç rekât olduğunu öğrenmesi farz olur. Ramazan gelince, orucun farzlarını öğrenmesi farz olur. Zengin olunca, bir sene sonra, zekâtı öğrenmesi farz olur. Haccı öğrenmesi, hacca gideceği zaman farz olur. İşte, her şeyi zamanı gelince öğrenmesi farz-ı ayn olur. Meselâ evlenmek istediği zaman, nikâh bilgilerini, kadın, erkek haklarını, kadınların özür hâllerini öğrenmesi farz olur. Bir sanata, ticârete başlayınca, bunlardaki emir ve yasakları, fâizi öğrenmesi lâzım olur. Hangi sanata başlayacaksa zamanın ona ait fen bilgilerini de mektepte öğrenmesi farz olur. Haramları öğrenmek de, herkese başka türlü farz olur. Mesela, erkeklerin ipek giydiği bir yerde bulunanların, ipek giymenin haram olduğunu öğrenmesi ve bilenlerin bilmeyenlere öğretmesi farz olur. Başkasının hakkı, fâiz, rüşvet alınan, kumar oynanan yerde bulunanların, bunların haram olduğunu öğrenmesi farz olur. Kadın erkek birlikte oturanların da mahrem ve nâmahrem olan kadınları ve bakmak câiz olan ve olmayan kadınları öğrenmesi farz olur.

Kalbe âit bilgileri, yani ilm-i ahlâk öğrenmek, her erkeğe ve kadına farz-ı ayndır. Meselâ (Hıkt) “yâni kin bağlamak”, (Haset) [Başkasında bulunan nîmetim onda olmayıp, kendinde olmasını istemektir. Onda olduğu gibi, kendisinde de olmasını istemek haset değildir. Buna (Gıpta) etmek, imrenmek denir ki sevaptır], (Kibir) [Kendini büyük bilmek, üstün görmektir. Kibirli olana karşı kendini büyük göstermek, kibir olmaz. Sadaka vermek gibi sevap olur], (Sû’i zan) etmek [İyi insânı fena bilmek] gibi şeylerin haram olduğunu öğrenmek, her mümine farz-ı ayndır.