“Kabir azabı haktır, vardır”

“Kabir azabı haktır, vardır”



Âlimlerimiz buyurdu ki: “Mevtanın ister kabri bulunsun, ister bulunmasın, kabir azabı vardır…”

 

İbrâhim Saffâr hazretleri, kelâm ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimidir. 460 (m. 1067)’de Buhârâ’da doğdu. Fıkıh ilmi tahsil ederek Hanefî fıkıh bilgilerinin inceliklerine vâkıf oldu. Selçuklu Sultânı Sencer, onu Merv’de insanları irşâd etmekle vazifelendirdi. 534 (m. 1139)’da Buhârâ’da vefat etti. İbrâhim Saffâr hazretleri buyurdu ki:

İmâm-ı azam hazretlerine, “Melekler ahirette Cennete mi gidecekler?” diye soruldu. Buyurdu ki: Evet, Cennete girecekler. Çünkü onlar, Allahü teâlâyı tevhid etmektedirler. Bazıları Arş’ın etrafında tavaf etmektedirler. Rablerini hamd ile tesbîh ve Allahü teâlânın selâmını tebliğ etmektedirler. Nitekim Zümer sûresi 72. âyet-i kerîmede meâlen buyuruldu ki: “Rablerinden korkarak şirk ve masiyetlerden sakınanlar (bineklerine binerek) güruh güruh Cennete sevk olunurlar. Onlar Cennete gelmeden önce, onlar için (cennetin) kapıları açılır. Cennetin bekçileri onlara; ‘Siz dünyada masiyetlerden pak olmuştunuz. Artık içinde ebedîyen kalmak üzere Cennete girin’ derler.”  

“Âhirette melekler haşrolunur mu?” diye sorulunca da, “Evet haşrolunur” buyurdu.

Ehl-i sünnet âlimleri buyurdular ki:

Allahü teâlânın sıfatlarının hepsi, ne zatının aynıdır, ne de gayrıdır. Yani sıfatları, kendisi değildir. Kendisinden başka da değildir.

Kabir azabı haktır, vardır. Mevtanın ister kabri bulunsun, ister bulunmasın, kabir azabı vardır. Nitekim Allahü teâlâ, Nûh sûresinin 25. âyet-i kerîmesinde meâlen; “Nûh kavmi, günahları sebebiyle (tufanla) gark edildiler de, akabinde ateşe atıldılar ve kendilerine Allahü teâlânın azabından menedecek bir yardımcı da bulamadılar” buyurdu.

Secde sûresinin 21. âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruldu ki: “Biz onlara, ahiret azabından önce dünya azabını tattıracağız. Olur ki tövbe edip imana rücû ederler.” 

Tur sûresinin 47. âyet-i kerîmesinde; “O şirk ve küfürle nefislerine zulmedenlere, ahiret azabından önce de bir azap vardır. Onların çoğu, o azabı bilmezler” buyuruldu.

Kabir azâbı, bazı günahkâr müminlere de vardır. Bu müminlerden çoğu, ayakta küçük abdest bozmak, gıybet etmek ve söz taşımak günahlarından dolayı azap göreceklerdir.

Münker ve Nekir’in kabirde sual sormaları haktır. Münker ve Nekir, kişiye, Rabbinden, dininden, Peygamberinden (aleyhimüsselam), kitabından, kıblesinin neresi olduğundan soracaktır…