“Katı bir kalp, Allah’tan uzaktır”

“Katı bir kalp, Allah’tan uzaktır”



“Durumunun iyi olmasını isteyen kimse, kötü kimselerle, günahlara dalmış olanlarla oturup kalkmamalıdır…”

 

Ahmed Reşîd Efendi Yüzüçünçü Osmanlı Şeyhülislâmıdır. “Sıddîkzâde” diye bilinir. 1171 (m. 1757) senesinde İstanbul’da doğdu. 1250 (m. 1834) senesinde vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Durumunun iyi olmasını isteyen kimse, kötü kimselerle, günahlara dalmış olanlarla oturup kalkmamalı. İbn-i Mübârek hazretleri anlattı: “Îsâ aleyhisselâm, ‘Ey havariler! Kötü kimselere buğzetmek, onlardan uzaklaşmak sûretiyle Allahü teâlâya yaklaşınız. Allahü teâlânın rızâsını, onların kızmalarında arayınız’ dedi. Bunun üzerine onlar ‘Yâ Îsâ! Kimlerle oturup kalkalım, kimlerle beraber olalım?’ dedikleri zaman, Îsâ aleyhisselam; ‘Onlar görüldüğü zaman, size Allahü teâlâyı hatırlatır. Konuşmaları, sizin ilminizi arttırır. Yaptıkları işler, sizi âhirete teşvik eder’ dedi…”

Lokman aleyhisselamın şöyle duâ ettiği nakledilir: “Allahım! Benim arkadaşlarımı gâfillerden, seni unutmuş kimselerden yapma! Çünkü onlar, ben seni andığım zaman, bana bu hususta yardımcı olmazlar. Gaflette olduğum zaman, bana seni hatırlatmazlar. Onlara senin emir ve yasaklarına uymayı, iyi şeyleri emrettiğim zaman, bana itaat etmezler. Sustuğum zaman beni üzerler.”

Ubeyd bin Umeyr hazretleri anlatır: Dâvûd aleyhisselam şöyle derdi: “Allahım! Bana kötü kimseleri yakın eyleme. Yoksa, bana onların kötülükleri bulaşır.”

“Akıllı kimse, konuştuğu zaman, hayır konuşur.” Denilir ki: “Yeryüzünde, hapsedilmeye dilden daha lâyık bir şey yoktur.”

Hazreti Ömer (radıyallahü anh) buyurdu ki: “Allahü teâlânın zikrine, O’nu anmaya ve hatırlamaya çok gayret et. İnsanların hâlinden anlatmaktan ise uzak kal. Çünkü Allahü teâlâdan bahsetmek şifâ, insanlardan bahsetmek ise hastalıktır.”

Bâyezîd-i Bistâmî hazretlerine “Ey Bâyezîd! Sana ne oluyor ki, insanları hiç zemmetmiyor, onların kötülüklerinden bahsetmiyorsun?” diye sorulunca, cevâbında şöyle dedi:

“Ben bir kere kendi nefsimden râzı değilim ki, kendi nefsimi zemmetmekten, kötülemekten fırsat bulup, insanların ayıplarıyla uğraşayım. İnsanlar, başkalarının günahları hakkında Allahü teâlâdan korktular. Kendi günahları hakkında bir korkuları olmadı. Yani insanlar, başkalarının hatâ ve ayıplarını büyük gördüler. Bir benzerini kendileri yaptıkları zaman onu büyük görmediler.”

Îsâ aleyhisselam buyurdu ki: “Allahü teâlâyı, O’nun emir ve yasaklarını aranızda anlatın. Bunlardan başkasıyla fazla meşgul olmayınız. Çünkü, eğer böyle şeylerle çok meşgul olursanız. Kalbiniz katılaşır. Katı bir kalp, Allahü teâlâdan uzaktır.”