KELAM ÂLİMİ Sirâcüddîn Ali Ûşî

Sirâcüddîn Ali Ûşî hazretleri kelam âlimi ve şair olup, Özbekistan’da, Fergâna Müftüsü idi. 575 (m. 1180)’de vefât etti. Ehl-i sünnet itikâdını nazım olarak anlatan “Kasîde-i Emâlî”si meşhûrdur. Emâlî Kasidesi’nin bir kısmı şöyledir:

“Doğru i’tikâd yazar, Emâlî’nin başında/İncîler gibi olan nazmı, tevhîd hakkında.

Mevlâmız, mahlûkların ilâhıdır biliniz/Kemâl sıfatlar ile, muttasıftır Rabbimiz.

O, Hayy’dır, hayattadır, her işte tedbîr eder/O, vardır, zülcelâldir. Her şeyi takdîr eder.

Hayrı ve şerri ister, irâde sıfatıyla/Ancak şerden, kötüden, râzı değildir asla.

Allahın sıfatları, değil zâtının aynı/Aynı zamanda bil ki, olamaz zâtından ayrı.

Zâta ve fi’le âit, Allahın sıfatları/Öncesi yok, kadîmdir, yok zeval bulmaları.

Ona (şey) deriz ancak, hiçbir şeye benzemez/(Zât) da denilir ancak, altı yön düşünülemez.

Başka değildir ismi, O’nun müsemmâsından/Bildirildi bu manâ, İslâm ulemâsından.

Rabbim cevher değildir ve hiç olamaz cisim/Ne şümûllü bir bütün, ne de ondan bir kısım.

Cüz’i lâ yetecezzâ, var şeksiz inanmalı/Ey Müslümanlar, bunu, inkârdan sakınmalı.

Mahlûk ve hadîs değil, asla, Kur’ân-ı kerîm/Rabbin kelâm sıfatı, vardır, zâtıyle kâim.

“Allah Arş üstündedir” buyurur Rabbimiz/Lâkin keyfiyyetini, anlayamaz aklımız.

Zât, sıfat ve fi’liyle, benzemez mahlûklara/Ey Ehl-i sünnet kanma, böyle inanmayanlara.

Allahü teâlânın, üstünden vakit geçmez/Zamandan münezzehdir, hâlden hâle de girmez.

Münezzehdir Rabbimiz, hanımdan hizmetçiden/Oğlu ve kızı yoktur, beridir her birinden.

Keza yok ihtiyâcı, yardımcıya mu’îne/Her şeyin sahibidir, vardır kendi kendine.

Öldürür her canlıyı, sonra diriltecektir/Amellerine göre, karşılık verecektir.

Hayır ehli içindir. Cennetler ve ni’metler/Kâfir olanlar ise, Cehenneme giderler.

Cennet ile Cehennem, hiç yok olmayacaktır/İçlerinde olanlar, devamlı kalacaktır.

Mü’minler Rablerini, görecekler Cennette/Ancak nasıl olduğu, bilinemez elbette.

Onu gören mü’minler, ni’metleri unutur/Yazık Mu’tezileye, inkâr eden mahrûmdur.

Hak teâlâ üstüne, kula en yarar fi’li/Yaratmak vâcib değil, vâcib der Mu’tezile.

Bütün Peygamberleri, tasdik etmek lazımdır/Meleklerin hepsine, îmân etmek de farzdır.

Hâşimî ve zî-cemâl, Nebimiz en sondadır.