KERÂMETLER MENBÂI Seyyid Abdürrahîm Arvâsî

Seyyid Abdürrahîm Arvâsî hazretleri Doğu Anadolu evliyasının büyüklerinden olup Seyyid Fehim Arvâsî hazretlerinin annesinin dedesidir. Van’ın Bahçesaray ilçesinin Arvas köyünde doğdu. Orada babalarının medresesinde okudu. Aklî ve naklî ilimlerde derin âlim oldu. Ayrıca babasının sohbetlerine de devâm edip, tasavvuf yolunda olgunlaştı. Zamânının aklî ve naklî ilimlerinde söz sâhibi, tasavufta ise hâl sâhibi meşhûr bir velî oldu. Şöhreti her tarafa yayıldı. O sırada Doğubâyezîd’deki meşhur sarayın bânîsi Osmanlı valisi İshak Paşa, Seyyid Abdürrahîm Arvâsî’yi dâvet etti. Buraya giderek, ilimde ve tasavvufta çok talebe yetiştirdi. Aynı zamanda bölgede yaygın olan Şiîlerle mücâdele etti. Ehl-i Sünnet îtikâdının yayılması için çalıştı. Abdürrahîm Arvâsî bu gayretinin yanında dînî ilimleri öğrenmekten geri kalmıyor öğrendiklerini yaşamak sûretiyle de insanların ebedî saâdete kavuşmaları için bütün gücünü harcıyordu. Onun sohbetlerine yüzlerce kimse katılıp faydalanıyordu. Bu sohbetlerinde Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin Mesnevî’sinden de parçalar okutuyordu. Böyle sohbet meclislerinden birinde Mesnevî okunurken, orada bulunan İran mollalarından biri Mevlânâ’yı ve Mesnevî’yi küçültücü ve tahkir edici maksatla, bildiği hâlde “Ne okuyorsun?” diye sordu. Abdürrahîm Arvâsî hazretleri; “Mesnevî okuyoruz” buyurdu. İranlı, cevap olarak; “Meşnevî dinlemeye değmez” dedi. Bu söz üzerine son derece hiddetlenen Abdürrahîm Arvâsî hazretleri Mesnevî-yi şerîfi rastgele açıp İranlı mollaya; “Şu beyti oku!” buyurdu. İranlı;
“Mesnevî ra meşnevî mehanEy sek-i gürgîn bed kerdeî”
Yâni Mesnevî’yi meşnevî okuma, ey uyuz köpek kötü bir iş yaptın, meâlinde beyti istemeyerek okuyuverdi. Bu manalı beyân karşısında İranlı molla ve meclistekiler dehşete kapıldılar. Molla, söyleyecek söz bulamadı. Arslan yuvasına düşmüş, zavallı tilki gibi titremeye başladı. Sonra mecliste bulunanlar Mesnevî’den bu beyti aradıklarında bulamadılar. Bu hâlin Abdürrahîm Arvâsî hazretlerinin bir kerâmeti olduğunu anladılar. Ona karşı daha edepli ve ölçülü davranmaya başladılar. Buna benzer pekçok kerâmetleri görülmüş olan Abdürrahîm Arvâsî hazretlerinin bu kerâmetleri yıllar boyu dilden dile anlatılagelmiştir. Abdürrahîm Arvâsî hazretleri 1786 (H.1200) senesinde Doğu Bâyezîd’de vefât etti.