Kıra­at âlimi Şehabeddin Ahmed

“Yazıklar olsun, ömür geçti. Bir hayırlı iş yapmadım. Dünyanın vefasız, yalancı olduğu şimdi anlaşıldı. Hayat hayal oldu. Arkadaşlar öldüler, gittiler.”
Şehabeddin Ahmed hazretleri Mısır’da yaşamış olan İslam âlimlerindendir. Büyük âlimlerin derslerine devam ederek kıra­at, hadis ve fıkıh okudu. Yemen’de Nakşibendî şeyhi Ebü’l-Vefâ Ah­med Yemenî’ye intisab etti ve icazet alarak bir sahil kasabası olan İzbetülburc’a yerleşti ve Nakşibendî yolunu orada yaydı. 1117’de (m. 1705) vefat etti. Vefatına yakın buyurdu ki:
Yüksek üstadımız İmam-ı Rabbani hazretleri bir mektubunda buyuruyor ki: Yazıklar olsun, ömür geçti. Bir hayırlı iş yapmadım. Dünyanın vefasız, yalancı olduğu şimdi anlaşıldı. Hayat hayal oldu. Arkadaşlar öldüler, gittiler. Bu halleri görüp de, gafletten uyanmıyor, ibret almıyoruz. Pişman olmuyoruz. Tövbe etmiyoruz. Gaflet devam ediyor, günahlarımız artıyor. Allahü teâlâ, Tevbe sûresinin 127. âyetinde meâlen, “Görmüyorlar mı ki her sene bir iki kere dertlere, belalara yakalanıyorlar. Yine tövbe etmiyor, pişman olmuyorlar” buyurdu. Bu nasıl imandır? Nasıl Müslümanlıktır? Ne kitaptan, ne sünnetten nasihat alınıyor. Ne de başa gelen dertlerden, hadiselerden ibret alınıyor.
Uzun seneler beraber yaşadıkları, birlikte gezip dolaştıkları, yiyip içtikleri, yatıp kalktıkları ahbaplarını, arkadaşlarını düşünsünler. Sevdiklerinin, birlikte eğlendiklerinin, yardımcılarının ne olduklarını görmüyorlar mı, hiçbirinden bir şey kaldı mı, onlardan haber verenler var mı? Ömürlerinin harmanını rüzgâr götürdü. Yâ Rabbi! Onların ecrinden, feyzinden bizi mahrum eyleme! Onlardan sonra bizi fitnelere düşürme! Biz garipler, birkaç günlük ömrümüzü gaflet ile geçirmemeye gayret edelim. Tavşan uykusu ile yaşamayalım! Kalplerimizi geçici, yaldızlı, sahte lezzetlere kaptırmayalım! Bu zehirli tatlılıklara aldanmayalım! Allahü teâlânın emrettiği ibadetleri, razı olduğu iyi işleri yapalım! Nefis ve şeytanın ve kötü kimselerin yalanlarına, fitnelerine inanmayalım! Kabir ve kıyamet azaplarını düşünerek, kendimizi şimdiden koruyalım! Bu kısa hayat ve aslı olmayan görünüşü bırakıp, ölmeden ölmekle şereflenelim! Aslımızın hiç olduğunu düşünelim!
Emanet edilen ziynetleri takarak övünen ahmak kimse ile herkes alay eder. Bozuk, hileli mal satanı kimse sevmez. Varlık ve var olana yakışan her şey, hakiki var olanındır. Önü ve sonu yokluk olanın kemali, kendi yokluğunu anlamasıdır.