Kıraat Âlimi Abdülvehhab bin Bezgûş

Abdülvehhab bin Bezgûş hazretleri kırâat, hadîs ve Hanbelî mezhebi fıkıh âlimidir. 543 (m. 1148)’de doğdu. 612 (m. 1216)’da Bağdad’da vefât etti.

Naklettiği Hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır:

Ebû Ümâme (radıyallahü anh ) rivâyet eder: Resûlullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) asâsına dayanarak bizim yanımıza geldi. Biz; “Ey Allahın Resûlü, bizim için duâ buyurunuz!” deyince, Resûlullah efendimiz; “Yâ Rabbî bizi affet, bize merhamet eyle! Bizden râzı ol. İbâdetlerimizi ve duâlarımızı kabûl eyle. Bizi Cennetine koy. Bizleri Cehennemden koru. Bütün işlerimizi ıslâh eyle!” buyurdu.

Ebû Bürde (radıyallahü anh ) rivâyet eder: Resûlullah Efendimiz mübârek başını semâdan yana kaldırarak, (Yıldızlar gökte ’emene’dir [rahmet veyâ emînin çoğulu]. Yıldızlar gittiği zaman gökte vadolunan şeyler olur. Ben de Eshâbım üzerine emînim. Gittiğim zaman, Eshâbıma vadolunan şeyler gelir. Eshâbım da ümmetim üzerine emenedir. Eshâbım gidince ümmetime vadolunan şeyler gelir) buyurdular.

Ebû Sa’îd-i Hudrî’den “radıyallahü teâlâ anh” rivâyet olunmuştur. Resûlullah Efendimiz buyurdular ki: (İnsanlar üzerine bir zaman gelir. Bir kısım kimseler gazâ ederler. İçinizde Resûlullah Efendimizin Eshâbından kimse var mıdır, derler. Evet derler. Sonra harp kazanılır. Ondan sonra bir zaman gelir ki, harp ederler. İçlerinden bir cemaat derler ki, içinizde Resûlullah Efendimizin eshâbı ile görüşmüş [tâbi’înden] kimse var mıdır? Derler ki, evet. Sonra harp kazanılır. Yine bir zaman gelir, harp ederler. Bir cemaat der ki, içinizde Resûlullah Efendimizin Eshâbını görmüş olanları gören [tebe-i tâbi’înden] kimse var mıdır? Derler ki, evet. Sonra harp kazanılır.)

İmrân bin Husayn’dan “radıyallahü anh” rivâyet edilmişdir. Resûlullah Efendimiz buyurdular ki: (Ümmetimin üstünleri benim zamanımda bulunanlardır. Yani Eshâbımdır. Sonra o kimselerdir ki, Eshâbımı takip eder. Sonra o kimselerdir ki, onları takip edeni takip eder. Muhakkak onlardan sonra bir kavim gelir ki, onlardan şâhitlik istenmeden şâhitlik ederler ve hıyânet ederler. Onların yaptıkları o hıyânet ile onlarda emânet kalmaz. Onlarda semizlik zâhir olur [şişman olurlar].)

Comments are closed.