Kıraat Âlimi Ebû Ömer Dûrî

Ebû Ömer Dûrî hazretleri kıraat âlimi olup, kıraat-i seb’a imamlarından Ebû Amr ile Kisâî’nin iki râvisinden biridir. 150 (m. 767)’de Bağdat’ta doğ­du. Daha sonra Sâmerrâ’ya göç etti ve orada 248 (m. 862)’de vefat etti. Buyurdu ki:

Kur’an-ı kerimde, kelimelerin üstünde bulunan işaretler şunlardır:

[Mim]: Muhakkak durmalıdır. [Tı]: Durmak gerekir. [Cim]: Geçmek de, durmak da caizdir. Fakat durmak daha iyidir. [Ze]: Geçmek de, durmak da caizdir. Fakat geçmek daha iyidir. [Kaf]: Geçmek de, durmak da caizdir. Fakat geçmek daha iyidir. [Lâ]: Durulmaz! Lâ bulunan yerde durulursa, önceki kelime ile birlikte tekrar okunur. Âyet-i kerime sonunda durunca, tekrar edilmez. [Kıf]: Durmak daha iyidir. [Sad]: Durmakta mahzur yoktur. [Ayn]: Bazı âyet-i kerimelerin sonunda bulunur. Namazda okunursa, ayn işaretinde rükuya gitmek iyi olur. [3 nokta]: Bu üç noktanın birisinde durulur. Eğer üzerinde üç nokta olan birinci kelimede durulursa, üç nokta olan ikinci kelimede durulmaz. Eğer üzerinde üç nokta bulunan birinci kelimede durulmazsa, ikinci üç nokta bulunan kelimede durulur. Her ikisinde de durmak veya her ikisinde de geçmek caiz değildir.

Kur’an-ı kerimde bir de kelimelerin altlarında yazılmış işaretler vardır.

Bunlara da birer misal verelim:

[Kasr]: Bu kelimenin yazıldığı yerler kısa okunur. Misal, Kâfirun sûresinde “ena” kelimesinin altında kasr yazar. Bu kelime “ene” diye okunur. Ülâike kelimesinde eliften sonra vav olduğu halde, kısa okunur.

[Med]: Bu kelimenin yazıldığı yerler uzun okunur, kısa okunmaz. Misal, Mâûn sûresinde “yürâüne” kelimesindeki ü uzun okunur.

[Sekte]: Bu kelimenin yazıldığı yerde, kısa bir zaman nefes alınmadan durulur. Durulmadan geçilirse, anlamı bozulur. Kur’an-ı kerimde dört yerde sekte vardır. 

[İdgam]: Kelime yazıldığı gibi değil de, idgam ile okunur. Hûd sûresi 42. âyetinde, “İrkeb me’anâ” yazılır ise de, “İrkemme’anâ” okunur.

[Sin]: Sad harfinin altına yazıldığı yerde, sad harfi, sin gibi okunur.

[İmâle]: Hûd sûresinin 41. âyetinde “Mecrâhâ” kelimesinin altında imâle yazar. Buradaki ra harfi, üstünden esreye doğru meyillendirilerek okunur. “Mecrîhâ” diye okunmaz. Okunuşunu, bilen birisinden öğrenmek gerekir.

[Teshil]: Kolaylaştırmak demektir. Birbirini takip eden iki hemzeden ikincisi, elif ile he sesi arasında yumuşak okunur.

Comments are closed.