Kırk evliyadan biri olabilmek!

Hadis-i şerifte buyuruldu: (Üç şey bir kimsede bulunursa, o kimse, kırk evliyadan biridir: Kazaya razı olan, haram işlememeye sabreden, Allah için öfkelenen.) 
Yezid el-Humeyrî anlatıyor: “Günün birinde Atebetül-Gulam arkadaşlarıyla beraber yola çıkmıştı. Bir yerden geçerlerken kendisini bir titreme tuttu ve epeyce ter döktü. Sebebini sorduklarında o şu cevabı verdi: Burası, küçüklüğümde günah işlediğim bir yerdir!..” 
Rebi bin Haysem, bayram günü, kurbanını kestiği zaman; “Allah’ım, senin rızâ-i şerifinin nefsimi kurban etmekte olduğunu bilsem, izzet ve celâlin hakkı için onu kurban ederdim” derdi… 
Ebu Süleyman Darâni buyurdu ki: “Takvâ ehli olan mü’minlerin Allah’tan uzun ömür istemeleri, sırf Allah’a daha çok tâatta bulunmak içindir.” 
Davud aleyhisselâm‘a Cenâb-ı Hak şöyle vahyetmiş: “Ey Davud, İsrailoğullarına söyle; onların günahlarını affettiğime dâir kendilerine nereden bir haber gelmiştir ki, nâdim olmayı unutuyorlar? İzzet ve celâlim hakkı için ben, her günahkârı kıyamet gününde tevkif edeceğim.” 
Malik bin Dinar Basra’dan yaya olarak hac yoluna çıktığı zaman kendisine, neden bir hayvana binerek yola çıkmadığını sordular. O şu karşılığı verdi: “Günahkâr bir kul, Mevlâsı ile sulh olmaya giderken hayvanın üzerinde mi gider? Vallahi ben, Mekke’ye ateşlere basa basa gitmeyi bile çok görmem.” 
İmam-ı Şarani hazretleri buyurdu ki: “Ey kardeş, bunları iyi kulağına kat. Günahlarını hatırladıkça terle ve tevbe et. Sakın tevbe ve istiğfarı hafife alma. Çünkü sen günahını yakînen bilmektesin. Fakat bağışlanmış olduğunu yakînen bilemezsin. O halde gece ve gündüz Allahtan bağışlanmanı dile. Bil ki günahları ancak Allah bağışlar.”
Hazret-i Ali buyurdu ki: “Akıllı kimse, ibâdetle, nefsin arzusuna karşı gelendir. Câhil kimse, günâh işleyerek nefsin arzusuna uyandır.”, “Âlim, câhili hemen tanır, çünkü daha önce o da câhildi. Câhil âlimi tanımaz, çünkü daha önce âlim değildi.”