“Kıyâmet günü şefaat ederim”

“Kıyâmet günü şefaat ederim”



“Medîne-i münevvereye, sırf Allah rızâsı için beni ziyâret etmeye gelen kimse, kıyâmet günü bana komşu olur ve ona şefaat ederim.”

 
 

Sadreddîn ibn-i Vekîl hazretleri fıkıh, usûl ve hadîs âlimidir. 666 (m. 1267)’de Mısır’da Dimyât’ta doğdu. 716 (m. 1316)’da Kâhire’de vefât etti. Kitaplarında naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:

Mikdâd (radıyallahü anh), Resûlullah efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: “Hiç kimse, çalışarak kazandığı şeyden daha iyi bir şeyi yememiştir. Allahü teâlânın Peygamberi Dâvûd aleyhisselâm çalışarak kazandığını yerdi.”

“Emellerinizi kısaltın, ölümünüzü gözünüzün önüne getirin ve Allahtan hakkıyla hayâ edin.”

“Bugünkü güne nisbetle akşama ne kadar vakit kaldı ise, dünyâ gününe nisbetle kıyâmete de o kadar vakit kalmıştır.”

Abdullah (radıyallahü anh) rivâyet etti. Resûlullah efendimiz; “Mü’min olan kimse, günahını dağ gibi görür, kendi üzerine düşeceğinden korkar. Fâcir bir kimse ise, günahını, burnunun üzerine konan ve hemen uçacak sinek gibi görür” buyurdu.  

“Yâ Ebâ Hüreyre! Sana, ölüm döşeğine yatan bir hastanın, daha ilk günde okuması ile ateşten kurtulmaya hak kazanacağı bir duâyı öğreteyim mi?” buyurdu. Ebû Hüreyre “Evet bildir yâ Resûlallah” deyince, Resûlullah efendimiz buyurdu ki: “Allahtan başka ilâh yoktur. Öldüren ve dirilten O’dur. Kendisi, ölmeyen birdir. Kulların ve milletlerin Rabbi olan Allahı noksan sıfatlardan tenzih ederim. Herhâlde O’na hamd ederim. Allah, gerçekte her şeyden büyüktür. O’nun büyüklüğü, kudret ve celâli, her yerde bellidir. Allahım, bu hastalığım, ölüm hastalığı ise, benim rûhumu iyilerle haşreyle. İyileri Cehennem ateşinden koruduğun gibi, beni de Cehennem ateşinden koru, dersin.”

İbn-i Ömer radıyallahü anhdan bildirilen hadîs-i şerîfte, Resûlullah efendimiz şöyle buyurmuştur: “Kabrimi ziyâret edene, şefaatim vâcib oldu.”

Enes bin Mâlik’in (radıyallahü anh) bildirdiği hadîs-i şerîfte; “Medîne-i münevvereye, sırf Allah rızâsı için beni ziyâret etmeye gelen kimse, kıyâmet günü bana komşu olur ve ona şefaat ederim” buyuruluyor. Başka bir hadîs-i şerîfte ise; “Kim beni vefâtımdan sonra ziyâret ederse, beni diri iken ziyâret etmiş gibi olur” buyurulmuştur.

Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: “Allahü teâlâ (günahkâr kuluna) ‘ey Âdemoğlu, sen bana duâ etmedin. Benden günahlarının bağışlanmasını istemedin. Eğer bunu benden isteseydin, arzın dolusu günahın olsa, göğe ulaşsa, onu bağışlar, günahına bakmazdım’ buyurdu.”