Kıyâmet nedir?

Bilindiği gibi, îmânın şartlarından birisi [beşinci şartı]: “Âhiret gününe îmân/inanmak”tır. “Âmentü” duâsında: “Âmentü billahi …ve’l-yevmi’l-âhıri… vel-ba’sü badel-mevti hakkun…” “…Âhiret gününe de inandım… öldükten sonra dirilmeye de îmân ettim…” diye okuyoruz.
Bir “Kıyâmet-i suğrâ (küçük kıyâmet): yani herkesin kendi ölümü var; bir de “Kıyâmet-i kübrâ (büyük kıyâmet): Cânlıların öldükten sonra tekrar diriltilecekleri gün/zaman/kıyâmet günü” var.
“Kıyâmet günü”neEl-yevmü’l-âhır: Son gün” denilmektedir, bu ifâde, kıyâmet gününün arkasından gece gelmediği; yahut da kıyâmet dünyâdan sonra geldiği içindir. Hadîs-i şerîfte bildirilen bu gün, bildiğimiz gece-gündüz demek değildir; bir vakit/bir zaman demektir. Bu zamanın başlangıcı, insanın öldüğü gün olup Kıyâmetin sonuna kadardır.
Son zamanlarda, kıyâmetin kopmasının çok yaklaştığını iddiâ edenler çıktı. Birisi, yanındaki kişilere, “Gelecek sene kıyâmet kopacak, tapulu yerlerinizi bize verin” demişti. Bir genç de “Ben hesapladım, 3 yıl sonra kıyâmet kopacak” demişti. Bazı televizyon programlarında da konu ele alınmıştır.
“Kıyâmetin ne zaman kopacağı kesin olarak bilinebilir mi?” diye bir suâl sorulacak olursa, hemen şunu ifâde etmemiz gerekir: “Kıyâmet”in ne zaman kopacağı bizlere bildirilmedi; “Onu ancak Allah bilir” buyuruldu. [A’râf, 187; Ahzâb, 63, Fussılet, 47, Nâziât, 42-44…]
Kıyâmetin zamanını kimse anlayamadı. Fakat Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), birçok alâmetlerini/kıyâmet alâmetlerini haber verdi. Kıyâmetin kopmasına yakın önce küçük alâmetler, sonra da büyük alâmetler çıkacaktır.
Meşhûr “Cibrîl hadîsi”nde bildirildiği gibi, Cebrâîl aleyhisselâm, Peygamber Efendimize, “Kıyâmet ne zaman kopacak?” diye sorduğunda “Bu konuda kendisine sual sorulan zât, sorandan daha bilgili değildir” buyurmuştur. [Buhârî, Müslim]
Şimdi burada, önce kıyâmetle alâkalı bazı âyet-i kerîmeleri zikredelim:
“(Resûlüm) Sana, kıyâmetin ne zaman gelip çatacağını soruyorlar. Onlara de ki: Onu ancak Rabbim bilir, onun vaktini, O’ndan başka belirtecek yoktur. Göklerin ve yerin, ağırlığını kaldıramayacağı o sâat, sizlere ansızın gelecektir. Sen sanki biliyormuşsun gibi sana ısrârla soruyorlar. Onlara de ki: Onu bilmek ancak Allah’a mahsûstur, ama insanların çoğu bu gerçeği bilmez.” [A’râf, 187]
“Kıyâmetin ne zaman kopacağı bilgisi yalnız Allah’a âittir…” [Fussılet, 47]
“Senden kıyâmetin ne zaman gelip çatacağını sorarlar. (Allah bildirmedikçe), sen onu nereden bilirsin ki? Onu ancak Allah bilir.” [Nâziât, 42-44]
[İnşâallah yarın da aynı konuya devam edelim.]