Kobani’de yaşananların perde arkası

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Buradan bütün dünyaya sesleniyorum. Bedeli ne olursa olsun, Suriye’nin kuzeyinde bir devlet kurulmasına asla müsaade etmeyiz” açıklamasında bulunmuştur. PYD ve Kobani’deki Kürtler Suriye vatandaşı değildir. Saddam’ın zulmünden kaçan Irak Kürtleridir. Yahudi’nin Filistin’i işgal edip devlet kurduğu gibi PYD de burada devlet kurma hayalindedir.
PKK’nın Suriye’deki kolu olan PYD’nin İslamiyetle uzaktan yakından alakası yoktur. IŞİD Kobani’ye saldırınca Türkiye buradan kaçan Kürtleri bağrına bastı. Dahası insani yardım malzemesi taşıyan yüzlerce tır Kobani’ye gönderildi. Peşmerge ve ağır silahların geçişine müsaade ederek Kuzey Irak’ın Kobani’ye yardımında rol aldı. Yaralı PYD mensuplarını Türk hastanelerinde tedavi etti.
HDP ve alçak dış medya ve Türkiye’deki uzantıları tedavi edilenleri IŞİD teröristleri olarak gösterdi. HDP, Türkiye’ye teşekkür edeceğine 6-7 Ekim bayram günleri militanları sokağa dökerek 53 kişiyi vahşice katletti. HDP’li olmayan esnafın iş yerlerini yakıp yıktılar ve yağmaladılar.
Barzani Kobani’ye yardımlarından ötürü Türkiye’ye teşekkür ederken, HDP ve PYD Kobani’yi imha olmaktan kurtaran Türkiye’ye nankörlük etti. Zalimin hasmı (düşmanı) Allahü tealadır. Zulüm payidar olmaz. Her zalimin ve zulüm yapan toplulukların sonu hüsrandır. PYD ve PKK’nın da sonu hüsran olacaktır.
Türkiye ile stratejik dost görünen ABD, Türkmen ve Arap köylerini bombalayıp göçe zorlamaktadır. Boşalan köylere de Kürtleri yerleştirmektedir.
PYD, Türkmenlere  Türkiye’ye gidin yoksa katlederiz demektedir. Bunların kalplerinde toz zerresi kadar Allah korkusu ve iman olsa bu katliamları yapamazlar. Her kötülüğün cezası vardır. Zulmün dünyada ve ahirette cezası vardır.
Kobani adı, bir asır önce Almanların burada kurduğu “Kompani” adlı şirketten gelir. Şehrin asıl adı “Ay’el-Arap”tır. En az 1000 yıldır buranın Kürtlerle bir ilgisi yoktu. Kandil’in HDP’ye emri; ‘daha sert politika uygulayın’dır.
Erdoğan, Kobani bahanesiyle Türkiye’yi hedef alan saldırılara sert tepki gösterdi. “Bu nasıl edep ve adaptır. Yaşadığı ülkeyi bu şekilde lanse etmeye çalışanların Türkiye partisi olma ihtimali olabilir mi? DAEŞ ile Türkiye’yi aynı paranteze almak alçaklıktır, namertliktir” demiştir.
Bazı yazarlar ve siyasiler korkularından bir kısım gerçekleri saklamaktadır. HDP, PKK’nın siyasi görüntüsüdür. PKK asla ve asla Kürtlerin temsilcisi değildir. Büyük Ermenistan hayalinin taşeronudur. Kandil ise “Nil’den Fırat’a Büyük İsrail”in taşeronudur.
Bağımsız Kürdistan Büyük Ermenistan ve Büyük İsrail’in ara hedefidir. Gelecekte İsrail tankları ve füzeleri altında işgal edilince uyanacaklar. Ama çok geç olacaktır. Orta Doğu, Kuzey Afrika ve diğer yerlerdeki bu sıkıntılar Osmanlıya ihanetin bedelidir. Bu bedeli Türkiye’de bizler de ödemekteyiz.
(İstisnalar hariç) Müslümanlar Allahü tealaya isyan içindedirler. Allahü teala ıslah eylesin. (Amin)