İMÂM-I A’ZAM, FIKH, MEZHEB

(Mecmû’a-i Zühdiyye) kitâbının başında diyor ki: Fıkh kelimesi, arabcada, fekıha yefkahü şeklinde kullanılınca, ya’nî dördüncü bâbdan olunca, bilmek, anlamak demekdir. Beşinci bâbdan olunca, ahkâm-ı islâ­miyyeyi bilmek, anlamak demekdir. (Ahkâm-ı islâmiyye)yi bildiren ilme (Fıkh il-mi) adı verildi. Fıkh bilgilerini bilen kimseye (Fakîh) denir. Fıkh ilmi, insanların yapması ve yapmaması lâzım olan…

Devamını oku

İmam-ı a’zam Ebu Hanife

Ehl-i sünnetin dört büyük imâmından birincisi. Hanefî Mezhebinin kurucusu ve Ehl-i sünnetin reisi. Kendisine İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe denilmiştir. Asıl adı Nûman’dır. 699 (H. 80) yılında Kûfe’de doğdu. Babasının adı, Sâbit’tir. Acemistan’ın (İran’ın) ileri gelenlerinden bir zâtın soyundan olup, Fârisoğullarındandır. Dedesi Zûta, İslâm dînini kabul etmiş ve hazret-i Ali’ye ikramda…

Devamını oku

Tırnak ve dudak parçası yutmak orucu bozar mı?

Oruçlu kimse tırnağını ve dudağından bir parça yutsa orucu bozulur mu? İşte cevabı. Sual:Dudak ve Tırnak Yemek Orucu Bozar mı? Cevap: Oruçlu kimse tırnağını ve dudağından bir parça yutsa orucu bozulur. Ağzın içinden bir parça yutsa bozulmaz. [Ağız bazen bedenin içi sayılır. Bunun için, oruçlu kimse, tükürüğünü yutarsa, orucu bozulmaz.]…

Devamını oku

İmam-ı a’zam Ebu Hanife

Ehl-i sünnetin dört büyük imâmından birincisi. Hanefî Mezhebinin kurucusu ve Ehl-i sünnetin reisi. Kendisine İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe denilmiştir. Asıl adı Nûman’dır. 699 (H. 80) yılında Kûfe’de doğdu. Babasının adı, Sâbit’tir. Acemistan’ın (İran’ın) ileri gelenlerinden bir zâtın soyundan olup, Fârisoğullarındandır. Dedesi Zûta, İslâm dînini kabul etmiş ve hazret-i Ali’ye ikramda…

Devamını oku

İmam-ı Şafii

Ehl-i sünnetin dört mezhebinden biri olan Şâfiî mezhebinin imâmı. Adı, Muhammed bin İdris bin Abbâs bin Osman bin Şâfiî bin Sâib Kureyşî’dir. Künyesi Ebû Abdullah’tır. Anne ve baba tarafından soyu Peygamber efendimizle birleşmektedir. Dördüncü dedesi Şâfiî’nin ismine nisbetle ona da Şâfiî denildiği için bu isimle meşhur olmuştur. 767 (H.150)’de Gazze’de…

Devamını oku

İMÂM-I A’ZAM, FIKH, MEZHEB

(Mecmû’a-i Zühdiyye) kitâbının başında diyor ki: Fıkh kelimesi, arabcada, fekıha yefkahü şeklinde kullanılınca, ya’nî dördüncü bâbdan olunca, bilmek, anlamak demekdir. Beşinci bâbdan olunca, ahkâm-ı islâ­miyyeyi bilmek, anlamak demekdir. (Ahkâm-ı islâmiyye)yi bildiren ilme (Fıkh il-mi) adı verildi. Fıkh bilgilerini bilen kimseye (Fakîh) denir. Fıkh ilmi, insanların yapması ve yapmaması lâzım olan…

Devamını oku