Kötülenme korkusu ve övülmeyi sevmek…

Ölümden önce olan her şeye dünya denir. Bunlardan, ölümden sonra faydası olanlar, dünyadan sayılmaz, âhıretten sayılırlar. Çünkü dünya, âhıret için tarladır. Âhırete yaramayan dünyâlıklar, zararlıdır. Harâmlar, günâhlar ve mubâhların fazlası böyledir. İnsanların ayıplamasından çekinerek, günâhları terk etmemek, aklın az ve kalbin hasta olduğuna alâmettir. Çünkü insanların kötülemelerine, çekiştirmelerine, ayıplamalarına üzülmek, kalb hastalıklarındandır. İnsanlardan utanmak ve başkalarının kötülemelerinden, ayıplamalarından korkmak ise, insanı küfre, inkâra bile sürükleyebilir. Çünkü hadîs-i şerîfte; (Dünyâ sevgisi, bütün günâhların başıdır) buyurulmuştur.
İmâm-ı Rabbânî hazretleri, bir talebesine hitaben; “Çeşitli mâniler etrâfınızı sarmıştır. Âdete, modaya kapılmış bulunuyorsunuz. Ayıplanmak, izzet-i nefse dokunmak kuruntularına tutulmuşsunuz. Bütün bunlar, ahkâm-ı islâmiyyeyi yerine getirmenize mâni olmaktadır. Hâlbuki, Allahü teâlâ, İslâmiyeti, bozuk âdetleri, çirkin modaları kaldırmak için ve nefs-i emmârenin benlik, izzet-i nefis çılgınlıklarını yatıştırmak için gönderdi” buyurmuştur.
Ebü’l-Abbâs-ı Mürsî hazretleri buyurdu ki: “Zâhid, dünyâda gurbettedir. Çünkü onun asıl vatanı âhırettir. Yâni o âhırete yönelmiştir. Zâhidin dünyâda gurbette olması, kendisi gibi âhırete yönelmiş olanların yok denecek kadar az olup, insanların çoğunun dünyâya dalmış olması sebebiyledir. Kendisi gibi olanlar bulunmadığı için, dünyâda gurbette sayılmıştır. Bir gece rüyâmda hazret-i Ömer’i gördüm. Kendilerine;
-Ey müminlerin emîri, dünyâ sevgisinin alâmeti nedir? dedim. Şöyle cevap verdi:
-Kötülenme korkusu ve övülmeyi sevmektir. Dünyâyı sevmenin alâmeti bunlar olunca, zühdün, dünyâyı terk etmenin alâmeti, doğru yolda bulunmaktan kötülenmekten korkmamak ve övülmeyi sevmemektir. Dünyâsını veya âhıretini düzeltmek için değil de, yalnız Allahü teâlânın rızâsı için çalışan kimseyi, Allahü teâlâ ıslâh edip düzeltir.”
Netice olarak, insanların ayıplamasından çekinerek, dünyaya, harâmlara, günahlara meyletmek ahmaklıktır. Çünkü dünya sevgisi, harâmlara, günahlara olan düşkünlük, âhırete hazırlanmaya mâni olur. Kalb onu düşünmekle, Allahı unutur. Beden, onu elde etmeye uğraşarak ibâdet yapamaz olur. Dünya ile âhıret, doğu ile batı gibidir ki, birine yaklaşan, ötekinden uzak olur. Bir kimse, ibâdetini yapmaz ve geçiminde, kazancında Allahü teâlânın emirlerini ve yasaklarını gözetmezse, dünyaya düşkün olmuş olur. Allahü teâlâ herkesin kalbini bundan soğutur, bunu kimse sevmez.

Comments are closed.