Kuş ne diyor, biliyor musun?

Balıkesir velilerinden Muhyiddin-i Rumi hazretleri (rahmetullahi aleyh), bir gün talebeleriyle bir ağaç altında oturuyordu…
O ara bir kuş hızla geldi.
Ve bu zatın önüne kondu.
Üstelik acı acı ötüyordu…
Sanki bu zata bir şeyden şikâyet ediyordu kendi lisanıyla…
Talebeler bunu gördüler.
Bir mânâ veremediler.
Ve hâliyle şaşırdılar!
Büyük veli sordu onlara:
“Bu kuş ne diyor, biliyor musunuz?”
Gençler büktüler boyunlarını:
“Bilmiyoruz hocam.”
Buyurdu ki:
“Bu kuş bir şeyden korkmuş… Bizden yardım istiyor.”
Birbirlerine baktılar…
Ve merakla sordular ki:
“Ne olabilir acaba?”
Hocaları;
“Bilmiyorum… Gidin bir bakın, şuralarda ne göreceksiniz?” buyurdu
Talebeler;
“Başüstüne” dediler.
Ve dağıldılar etrafa.
Derken bir kuş yuvası gördüler az ileride…
İçinde dört tane de yavru vardı ve koca bir yılan dolaşıyordu yuvanın etrafında… Koşup anlattılar bunu hocalarına.
“Onu öldürün!” buyurdu.
“Peki hocam” dediler.
Ve gidip öldürdüler!
O anda dertli kuş, sevinç nağmeleri atarak uçup gitti… Sanki teşekkür ediyordu bu Allah dostuna…