Kusursuz sevmek için…

İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki: “Muhammed aleyhisselama tam ve kusursuz tâbi olabilmek için, Onu tam ve kusursuz sevmek gerekir. Tam ve olgun sevginin alameti de, onun düşmanlarını düşman bilmektir. Onu beğenmeyenleri sevmemektir. Sevgiye müdahene, gevşeklik sığmaz.”
Abdullah bin Mes’ud buyurdu ki: “Bir kimseyle sohbet ettiğin zaman, onun sana olan sevgi ve samimiyeti hakkında ona bir şey sorma. Ancak onun hakkında gönlünde ve nefsinde neler var ona bak. Zira senin onun hakkındaki düşündüklerin, onun senin hakkında düşündüğü şeylerin aynıdır.” 
Muhammed bin Hanefiyye buyurdu ki: “Kul, aslında cehennemlik olan bir adamı Allahın rızasına uygun hayırlı bir iş yaptığını gördüğü için sevmiş olsa, bu yüzden Allah onu mükâfatlandırır. Yine kul, aslında cennetlik olan bir adama Allahın rızasına aykırı bir kötülük yaptığını gördüğü için buğzetmiş olsa, bundan dolayı da Allah onu mükâfatlandırır.” 
Malik bin Dinar, yanına bir kelp gelip oturduğu zaman ona ilişmezdi. O derdi ki: “Bu köpek, kötü arkadaştan daha iyidir. Kişinin iyi kimseler yanında bulunup da doğru yola gitmemesi, şer olarak kendisine yeter.”
Ahmed bin Hanbel buyuruyor ki: “Kulun kalbini ıslâh etmesi için, iyilerle beraber olmak ve onların işlerini nazarı dikkate almak kadar faydalı bir şey yoktur. Yine kulun fâsıklarla beraber olup onların işlerine dikkat ve nazar etmesi kadar zararlı bir şey yoktur.” 
Yahya bin Muaz buyurdu ki: “Allahü teâlânın velî kulu, yeryüzünün çiçeğidir. Hakkın tâlipleri onu kokladığı, onun kokusu gönüllerine vâsıl olduğu zaman, onların Allaha olan aşk ve şevkleri artar.”
Hasan Basrî hazretleri buyurdu ki: “Fâsık, günahkâr kul ile ilişiği kesmek Allaha yakınlıktır.” 
İmam-ı Şarani hazretleri buyurdu ki: “Ey Müslüman! Kendi hâlini bir düşün. Acaba Allah için Allahın bir dostunu dost edindin, düşmanını da düşman saydın mı? Yoksa sevip sevmemekte kendi heva ve nefsine mi uymuşsun? Kendine ağla. Gece-gündüz Allah’a tevbe ve istiğfar et.”

Comments are closed.