Libya saldırısı ve gerçekler

Kaddafi’yi devirmek isteyen Libya Ulusal Konseyi’ni ilk tanıyan Fransa oldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Kaddafi ile defalarca telefon ile konuştu ancak Kaddafi görüşünde ısrar etti. Kaddafi Libya halkının kendisine minnet duyması görüşünde ve isyan edenleri hain olarak görmektedir. Başbakanımızın 1 Mart konuşmasında feragat teklifini kabul etseydi, Hüsnü Mübarek gibi olurdu.
Türkiye, Orta Doğu, Kuzey Afrika, İslam Dünyası ve Türk Dünyasındaki darbe heveslileri artık unutmalıdır. Militer otokratik yönetimlere ve vesayet rejimine referans olacak temeller çökmüştür. İnternet ortamında gizliliğin yok olduğu bugünkü sosyal ve ekonomik boyutlarda totaliter otokrasi ve vesayet rejiminin tesisi imkânsız hale gelmiştir. Dikta rejimler devri sona ermektedir. 
Sarkozy mahalli seçimlerde yüzde 16 oy aldı. 1 yıl sonra cumhurbaşkanlığı seçimi için Libya macerasına atıldı. Libya petrol üretiminde 8.’dir. Libya halkının yüzde 99’u Müslüman ve sünnidir. Ülkeye askeri müdahale edenlerin hedefi petroldür. Türkiye Libya’ya silah yöneltmez. Sarkozy’nin insaf sınırlarını aşarak ve bir nevi “Haçlı Seferi” zihniyeti ile ABD ve İngiltere’yi arkasına alarak Libya’yı “Miraj”larla bombalaması iç politikada düşen “imaj”ını düzeltme daha doğrusu Libya’da barış yolunu kapaması aslında Türkiye’ye düşmanca bir tavırdır. 
Libya bombalanıyor ama perde arkasında “Türk ekonomisi” vuruluyor. Libya’da çalışan sayımız en az 25 bin idi. Birikmiş olan alacağımız 26 milyar dolardır. Önümüzdeki aylar ve yıllar için yapılan anlaşmaların tutarı 16 milyar dolardır. Türkiye’nin toplamda 43.5 milyar dolar kaybı vardır ve bu paranın geri dönüşü çok zordur. 
Silahlı mücadele öncesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 3 aylık geçici bir ateşkes ile Kaddafi’nin de kabul edeceği bazı şartlarla barışa ikna için epeyce yol almıştı. Sarkozy ileride Libya petrolünden pay almak ve düşen siyasi desteğini artırmak için NATO’yu ve bilhassa Türkiye’yi devre dışı bırakarak askerî müdahaleyi başlattı. Ancak son günlerde siyasi rüzgârlar Sarkozy aleyhine Türkiye lehine döndü. 
Aslında dünyayı küresel sermaye, petrol şirketleri ve silah tacirleri yönetiyor. ABD ve diğer G-8 ülkelerini silah satışları ayakta tutuyor. Dünyanın bir köşesinde savaş bitmeden başka noktasında savaş çıkıyor. ABD ekonomisi silah sanayine dayanıyor. Silah üretimi ve satışı durduğu an ABD ekonomisi çöker.

 

Comments are closed.