Lokman Hakîm’den “altın” nasîhatler…

Bugün sizlere nasîhatleriyle meşhur Lokman Hakîm hazretlerinden bahsetmek istiyoruz bir nebze…
Lokman ismi Kur’ân-ı kerîm’de geçmektedir. Peygamber veya velîdir. Bu mübarek zat, Davud aleyhisselam zamânında, Arabistan’ın Umman tarafında yaşadı. Hazret-i Davud’la görüşüp ondan ilim öğrendi. Davud aleyhisselama peygamberliği bildirilmeden önce, müftî idi. Peygamberliği bildirildikten sonra fetvâ vermeyi bıraktı. Davud aleyhisselama ümmet oldu. Kendisine hikmet verildi…
Lokman Hakîm tabiplerin pîridir. Hikmetli sözleri ve oğluna verdiği nasîhatler meşhurdur. Buyurdu ki:
“Ey oğul! Seçilmiş kullara teslim ol, kötülerle dost olma.”
“Ey oğul! Hep üzüntülü olma, kalbini dertli kılma. İnsanların elinde olana tamah etmekten sakın. Kazâya râzı ol ve Allahü teâlânın sana verdiği rızka kanâat et.”
“Ey oğul! Tövbeyi yarına bırakma, çünkü ölüm ansızın gelip yakalar.”
“Ey oğul! Helâl lokma ye ve işlerinde âlimlere danış, işlerini nasıl yapacağını onlara sor.”
“Ey oğul! Sakın kimseyi küçük görüp hakâret etme. Çünkü onun da senin de Rabbimiz birdir.”
“Ey oğul! Helal kazanarak fakirlikten korun! Ben nice ağır yükler taşıdım. Kötü komşudan ağırını görmedim. Nice acılar tattım, fakat fakirlik gibi acı tatmadım. Yoksul düşen kimse üç musibetle karşılaşır:
Din zayıflığı. Çünkü fakirlik, insanı kötülüğe sürükler. Akıl zayıflığı. Çünkü ihtiyaç düşüncesi insanı şaşırtır. Mürüvvet ve insanlığı kaybolur. Bunlardan daha büyüğü de insanların maskarası olur…”

ÜÇ ŞEY, ÜÇ ŞEYLE BİLİNİR
“Ey oğulcuğum! Üç şey vardır ki ancak üç şeyle bilinir: Kişinin yumuşak huylu olup olmadığı, ancak öfkelendiği zaman belli olur. Cesur insan ancak savaşta, tehlike anında belli olur. İyi arkadaş da, ancak ihtiyaç anında belli olur.
“Ey oğul! Dünya derin deniz gibidir. Çok insanlar onda boğulmuştur. Takva gemin, iman yükün, tevekkül hâlin, sâlih amel azığın olsun. Kurtulursan Allahü teâlânın rahmetiyle, boğulursan günahın sebebiyledir.”
Yine bir gün Hazret-i Lokman Hakîm’e oğlu sordu:
“Babacığım bir insan için en hayırlı haslet nedir?” “Dindir.” “Ya iki haslet olsa?” “Din ve maldır.” “Üç haslet olsa?” “Din, mal ve hayâdır.” “Dört olsa? “Din, mal, hayâ ve güzel ahlâktır.” “Ya beş haslet olsa?” “Din, mal, hayâ, güzel ahlâk ve cömertliktir.” “Altı olsa?” “Oğlum, bir insanda bu beş haslet toplanırsa, o insan Allahü tealanın kendisine yakın kıldığı kullarından olup, şeytan bundan kaçar. Bir insan için bunlar kafidir…“
***
Hazret-i Lokman Hakîm’e:
– Hikmete nasıl kavuştun? diye sorduklarında:
– Benden gizlenen şeyi araştırmadım. Vazifem olmayan şeyin üzerinde durmadım, karışmadım! buyurdu.
Hazret-i Lokman birisine şöyle nasîhatte bulundu:
“Yalandan çok sakın! Çünkü dini bozar ve insanlar yanında itibarı azaltır. Bununla hayânı, değerini ve makamını kaybedersin. Yalan söyleyen kimsenin nuru gider, kötü huylu olan kimsenin gam ve kederi çoğalır. Anlayışsız kimseye bir mesele anlatmak, bir kayayı yerinden ayırmaktan daha zordur.”
Hazret-i Lokman Hakîm şöyle dua ederdi:
“Ya Rabbi, arkadaşlarımı gafillerden, seni unutmuş kimselerden yapma! Çünkü onlar, seni andığım zaman, bana bu hususta yardımcı olmazlar. Gaflette olduğum zaman, bana seni hatırlatmazlar. Senin emir ve yasaklarına uymayı, iyi işleri emrettiğim zaman bana itaat etmezler. Sustuğum zaman beni üzerler.”

Dil ve kalp
Bir gün, Davud aleyhisselam, hazret-i Lokman’a buyurdu ki:
– Ey Lokman, bir koyun kesip vücudunun en iyi iki parçasını bana getir!
Hazret-i Lokman, gidip bir koyun kesti, dili ile kalbini alıp getirdi.
Davud aleyhisselam başka bir zamanda da:
– Bir koyun kesip, en kötü iki yerini getir, buyurdu.
Hazret-i Lokman, bir koyun kesip yine aynı iki uzvu yani dil ile kalbini getirdi.
Davud aleyhisselam:
– Her ikisinde de aynı uzuvları getirdin. Bunun hikmeti nedir? diye sordu.
Hazret-i Lokman Hakîm şöyle cevap verdi:
– Dil ile kalp iyi olursa, bütün beden iyi olur. Bu iki uzuv kötü olunca da bütün beden kötü olur. İnsana bütün iyilikler ve kötülükler bu iki uzuvdan gelir…

Comments are closed.