Mahşer günü size şefaat edecek

Peygamber Efendimiz ve şanlı sahabiler Uhud harbinden dönmüş, Medine’ye giriyorlardı. Kadın ve çocuklar yollara dökülmüş, gazileri karşılıyorlardı. Kebşe Hatun da düşmüştü yollara.
Oğlu Amr şehit olmuştu.
Ama onun derdi başkaydı.
O, Resulullah’ı merak ediyordu.
Ve gördü en nihayet.
Sağ ve selâmetteydi.
Yanına koşup “Yâ Resulallah! Anam, babam, canım sana feda olsun. Seni sağ gördüm ya, başkası dert değil” dedi.
Oğlu Amr’ı sormadı.
Efendimiz ona bakıp “Ey Amr’ın annesi! Sana müjdeler olsun ki oğlun en yüksek mertebeye erişti. Mahşer günü size şefaat edecek” buyurdular.
? ? ?
Bir de Sümeyra Hatun var. Onun da düşündüğü, aynı kişiydi. Yerdeki şehitlere bir göz gezdirip babasını gördü az ileride.
Bir Fatiha okudu.
Seğirtti daha ileri.
Sonra kocasını gördü.
O da şehit olmuştu.
Lâkin derdi bunlar değildi. Onun derdi, Allah’ın Habibiydi. Az ileride iki şehit daha gördü.
Kardeşleriydi bunlar da.
Fatiha okuyup koşturdu.
Nihayet Resulullah’ı gördü uzaktan. Onu sağ görünce unuttu bütün dertlerini.
Sevince garkoldu.
Yanına koşup “Yâ Resulallah! Babam, kocam, kardeşlerim şehit düşmüşlerse de gam değil. Hamdolsun ki seni hayatta buldum. Sana bir şey olsaydı o zaman mahvolurduk” dedi.